Kansu Gavri askerlerinin psikolojilerini umursamadan tüm yaşlı askerleri adeta harcanmak için en öne dizmişti ve genç askerleri onların arkasına saklamıştı.
Amor Fati: YAZGINI SEV. (s. 40)
Bu zamana kadar okuduğum eserler içinde bir yandan yazarla bu kadar “kapıştığım” hiçbir eser olmamıştır herhalde!? Bu durum nedeniyle yeri hep ayrı olacak gibi... :) Neden? Çünkü Nietzsche’nin kibrini, egosunu, küstahlığını hiç sevemedim. Kendini yüce, ulu, üstün bir “kurtarıcı” olarak görüyor, bu kişi
Dün arkadaşıma canım çorba istiyor, gel çorba içelim dedim ve belki bir saat çorbacı arattım, hiçbi yeri de beğenmedim, ben eski usul esnaf lokantasında bakır kasede çorba içmek istiyorum deyip bir saat çarşıda arattım, bulamadık. :))
Bugün de dışarıdan sipariş verip karton kutuda plastik çatalla içtim o çorbayı, arkadaşım diyor ki" Sen benim başımı eğmedin, sen benim başımı kopardın." hahahahh
Owww bebeğim! Bu yazarın kitaplarını korkudan okuyamıyorum. Yazarı okumayı bu sebepten bırakmış olamazsın be kızım! Valla sırf bundan dolayı bıraktım. Sürekli arkamda biri var mı diye bakıyordum, şizofrene bağladım. Bazı yazarların betimlemeleri o kadar gerçekçi oluyor ki, sanki kitabın içinde yaşıyorum. Hayır bir de kedi sahibiyim, ben kitabı okurken aniden bir şeyleri deviriyor. Ben 'Allaaahhh' diye bağırıyorum. Üç kitabına kadar dayanabildim. 1) Söylemeyeceğine söz ver
2) 29. Oda
3) Şeytanın Eli
Diğerleri sizlere, akıl sağlığınız Allah'a emanet hahahahh
Bütün üniversiteler içinde kısaltması en güzel olabilecek olan Adnan Menderes Üniversitesi idi. Fakat ADÜ yaptılar. İsim ve Soyisimi kısaltınca farkettiler düştükleri hatayı. Sonra ne yardan ne serden dediler ADÜ yaptılar. Hahahahh