Kitap yargılama süreciyle ilgili belgeler içeriyor. Şeyh Said isyanı kitabını okuduktan sonra bu şahsın bir hain olduğuna kanaat getirdiğim gibi İskilipli Atıf'ın ihanetine kanaat getiremedim.
Teali-i İslam Cemiyeti adına Yunan uçakları ile Anadolu'da Kuvayı Milliye ve İttihat ve Terakki aleyhine dağıtılan ihanet vesikaları ile Teali-i İslam cemiyeti reisi olan ve bu bildirilerin kendilerine ait olmadığı yönünde tekzip yayınlayan İskilipli Atıf arasında bağı netleştiremedim.
Lakin 20. Yüzyılın ilk çeyreğinde Türk Milleti varoluş mücadelesi verirken böyle bir ihanet vesikasına sadece tekzip ile karşılık vermek yeterli değildir. Bizzat bu cemiyetin kendi yöneticileri ile fitneye sebebiyet vermemek için feshedilmesi gerekliydi.
Ben İngilizlerin dolaylı ya da doğrudan ülkemizdeki bir çok dini adam ve akımı kontrol ettiğine kanaat getirdiğimden herşey olabilir diye düşünüyorum..
Aynı devletin okullarında Şeyh Said mürteci ve hain olarak yaftalanırken, sokaktaki insan onu bir kahraman olarak bağrına basıyorsa burada "Tarih"in ne işe yaradığını sorgulamamız gerekmez mi?
Atatürk'ün dostu Dersimli Diyap Ağa, kendisine Şeyh Said İsyanı hakkındaki görüşlerini soran muhabire şöyle cevap vermişti:
*Birden bire Şeyh Said'in isyan ettiğini duyduk, Elazığ a gelerek Hükümeti basmış. Vallahi şaşırdık. Gökten mi indi, yerden mi çıkt bu hain dedik. Bir kısmımız tepelerde bekledik, Dersim 'e sokmadık. Herkes ne bulsa bulur, bizde keçi, koyun hırsızı çoktur ama hain yoktur. Bu herif azmıştı devlete asi oldu.
Biz Cumnhuriyete sadık insanlarız, 1910 senesinde de İngilizler ile Rus konsoloshaneleri bizi isyana teşvik etmişti. Bize çok para vermek istiyorlardı. Biz onları bastık ve paralarını almadık.
Hükümetimize sadık kaldık. "
_Nihal Atsız:
_Bu memleket gerizekâlılarla, delilerle, ruh hastalarıyla doludur. _En büyük kahramanlığı yapsanız bile en küçük bir karşılık beklemeyiniz.
_Bütün dünyada yurt düşmanlarına müsamaha
_Çocukluğumuzda Türk, kaba ve yabani demekti. İslam ümmetinden, Osmanlı idik. Vatan sözü yasaktı. Padişahın kulları idik. Okul çıkışında ’Padişahım çok yaşa’ diye bağırırdık. Arap’a Arap, Arnavut’a Arnavut, Rum’a Rum, fakat kendimize Osmanlı derdik. Bütün ekonomi, bütün iç ve dış ticaret, bakkallara kadar çarşılarımız, kadrolarında bir tek Türk
_Türk olarak arabistan'a gidiyorsun. İnsanlar seni Türkçe selamlıyor; camilerden her gün Türkçe dualar yükseliyor; senin toprağını kutsal kabul edip senin gibi giyinmeye, düşünmeye ve konuşmaya çalışıyorlar. Yerde Türkçe bir yazı, örneğin Türk malı bir çikolatanın ambalajını görünce öpüp yerden alıyorlar. Okullarında senin tarihin,
Yıl , 1851 Aralık. Yer, Kafkasya bölgesi Çeçen, Gürcü, Tatar, Avar, Dağıstan köyleri ve buralarda hakimiyet kurmaya çalışan Rus çarlığı. Çeçen isyanı başı Şeyh Şamil'den kaçan Hacı Murat'ın hayat hikayesi, ruslara sığınması ve hayatta kalma mücadelesini okuyoruz.
Tolstoy olaylara , savaşa, isyanlara her iki tarafın gözünden de