Napoléon, St. Hélène Adası'ndayken onun hakkında şu veciz sözü söyler: "Hakiki ve mükemmel bir tek hain tanıdım, o da Fouché'dir." Mükemmel hain - rasgele biri değil, ihanetin dâhisidir o; sadece budur; zira ihanet onun asıl maksadı değildir, bu daha çok onun en temel doğasından gelen bir taktiktir.
İhanet mistik bir şeydi, haini varoluşsal olarak değiştiren, kimliğini yok edip yerine yeni ve korkunç bir kimlik koyan metafizik bir ihlaldi. Şeytan düşmüş bir melekti; Tanrı'ya ihanet eden bir hain... İhanet ne denli çirkin olursa ihanet edene de o denli karanlık bir ululuk bahşettiği düşüncesiyle baş döndürücü bir şekilde bağlantılı bir tasavvur...
Reklam
İlk defa kendine peygamberine ihanet eden ve sonra bu hain ruh etrafında hususi surette mayalaşan ve ırklaşan mel'un kandan gelmektedir. Yahudinin tarifi budur.
+355
İlk defa kendi peygamberine ihanet eden ve sonra bu hain ruh etrafında hususi surette mayalaşan ve ırklaşan mel'un kandnan gelmektedir. Yahudinin tarifi budur .
"Vahdettin hain midir, değil midir?" sorusu pek çok kez sorulmuş, birçok kişi tarafından üzerinde tartışılmıştır. Bunlardan birisi de Uğur Mumcu'dur (Uğur Mumcu, Cumhuriyet, 8 Temmuz 1981'den aktaran kaynak: Uğur Mumcu, Uyan Gazi Kemal, 4. baskı, um:ag Yayınları, Ankara, 2007, s. 168). O'nun değerlendirmesine kulak kabartalım: "İşgalci ordularla işbirliği yapana, dünyanın neresinde olursa olsun "hain" denir. İkinci Dünya Savaşı'nda Fransız Mareşali Petain, Başbakan Laval, işgalci Almanlarla işbirliği yaptıkları için haindir, Norveç Başbakanı Quinsling yine Hitler orduları ile işbirliği yaptığı için haindir ve Afganistan'da Babrak Karmal, işgalci Sovyet birlikleri ile işbirliği yaptığı için haindir. Tarih, bunlara başka sıfat bulamadı! Bulamıyor! Peki ya Vahdettin? O ne?… Elbette hain ve işbirlikçi, İngiliz savaş gemisi ile yurdunu terk edecek kadar hain ve alçak değil mi?… Elbette alçak, elbette haindir." İngiliz Yüksek Komiseri Rumbold, 24 Ekim 1922'de İngiltere Dışişleri Bakanlığına gönderdiği gizli yazıya kaynak olarak gösterilmiş olan Yeni Gün gazetesinin 1 Ekim 1922 günlü sayısında yayımlanmış olan yazıdan Salâhi Sonyel şu pasajı aktarmıştı: "Türk ulusunun utkusu, hain Padişahı, taht ve tacını bırakmaya zorlamıştır. Konstantin'den sonra devirmiş olduğumuz Padişah, İngilizlerce ülke dışına çıkarılmak üzeredir. Mehmet VI adı altında padişahlığa başlamış olduğu günden bu yana ulusuna ihanet etmiş: İngilizler ve Yunanlılarla işbirliği yapmış; şimdi de görevinden çekilmiştir… Cehenneme gitsin!"
Sayfa 21 - Alfa YayıncılıkKitabı okudu
O "hain"di, ama "işbirlikçi" değildi; ona göre bu, kabul edilemez bir aşağılanma olurdu. İnsan dostuna ihanet edebilir ama düşmanına asla. Düşmanla Genet kendince mücadele ediyordu ve hiçbir durumda, Nazi Almanya'sının programının cazibesine kapılmadı, hatta ilgilenmedi bile. Geneť'ye göre, gerçekten de, Hitler hem "Polis" hem de "Suç"tu.
Reklam
731 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.