Hani derler ya insanlar dinlemeyi değil, sizin onları dinlemenizi isterler diye. Bence bu doğru değil. Bence (bazı) insanlar sizin onları dinlemenizi istemiyorlar. Sadece onaylamanızı istiyorlar. Amaçları çoğu zaman fikir alışverişi yapmak şöyle dursun sohbet etmek bile değil. Siz konuşurken bir sonraki cümlelerini düşünüyorlar. Eğer onlara "Haklısın, sana katılıyorum, aynen öyle" gibi kalıplarla cevap vermezseniz sizin hak verdiğinizi bile anlamayacaklardır. Dinlemedikleri için.
Hele bir karşıt fikir sunun... Hemen sizin savunmanızı duymak isterler fakat siz konuşmaya, kendinizi açıklamaya başladığınız anda yüzleri öyle bir hal alır ki bence bu insanın düştüğü en çirkin hallerden biridir. Sen konuşmaya devam et ama ben haklıyım ifadesidir o. Büyük bir kibir yatar o yüz ifadesinde. Siz anlatırken at gözlüklerini çıkarıp "Yahu ne diyor bu karşımdaki?" diye bile düşünmezler. Ne siz kendinizi anlatabilirsiniz ne de onlar sizi duymak isterler. İki taraf için de hayatta harcanan faydasız, boşa vakitlerin büyük bir kısmını oluşturur böyle anlar.
Fahrenheit 451'de şöyle der küçük kız: "Neden sözlerime bu kadar hızlı cevap veriyorsun? Sanki söylediklerim üzerine düşünmüyorsun bile." Söylenilenler üzerine düşünmeye değer konuşmalar, tartışmalar yaşarız umarım. Dinleyerek, anlayarak, en azından anlamaya çalışarak yaptığımız tartışmalar.