Devlet Dördüncü Yaşına Girerken
143. sayısı ile (17.4.1972) dördüncü yaşına giren Devlet gazetesi başyazısında hem kendisini hem de o günleri şu şekilde anlatıyor:
“Elinizdeki sayısıyla Devlet, 4. yayın yılına giriyor. Geride bırakılan sosyal, siyasi ve iktisadi sıkıntılarla dolu üç yıl. Türkiye tarihinin en nazik bir dönemini yaşıyor. Tam bu
"Her kadın onu deli gibi seven ve onsuz bir hayatı hayal bile edemeyen bir erkeği hak eder. Güven bana, o adam dışarıda bir yerde. Onu bekle, tamam mı? Seni delicesine seven bir adamdan daha azına razı olma. Söz mü?"
Allaha Çağıran Ve Ben Müslümanım Diyenden Daha Doğru Sözlü Kimdir?
I وَمَنْ أَحْسَنُ قولا مِمَّن ve kimdir, o kimseden daha güzel sözlü ki, yani kavli ve
mezhebi o kimseden daha güzel hiç bir kimse olamaz ki, دَعَا إِلى اللهِ وَعَمِلَ صَالِحًا وَقَالَ اننى من المسلمينBen, şübhesiz müslimîndenim» deyip, yäni ihlás ile Allah'a yüz tutup İslâm mezhebini seve seve iltizâm edip hayır ve salāha
...Baş salladığını da görünce kendisi üzerine çalıştıklarını anladı ve istemeyerek de olsa pohpohlandığını, utandığını hissetti. Harold arkadaşına ondan söz etmiş miydi? Gireceğinden habersiz olduğu bir sınav mıydı bu? Geçtiği için rahatlamıştı, Harold'ı utandırmadığına seviniyordu, bir de verdiği bütün rahatsızlığa rağmen Harold'ın konuğu olmayı hak ettiği, ileride yine davet edileceği için mutluydu.
Her geçen gün Harold'a biraz daha güveniyor, bazen aynı hatayı tekrarlıyor muyum diye endişeleniyordu. Güvenmek mi daha iyiydi, çekinmek mi? İnsan bir tarafıyla hep
ihanet beklerken gerçek bir dostluk yaşanabilir miydi? Bazen Harold'ın cömertliğini, ona memnuniyetle inanışını suistimal ediyormuş gibi hissediyor, bazen bu kadar temkinli davranmasının doğru tercih olup olmadığını merak ediyordu; çünkü sonu kötüye varırsa kendinden başka kabahatli olmayacaktı. Fakat Harold'a güvenmemek de kolay değildi: Hem Harold zorlaştırıyordu, hem de Jude kendi işini zorlaştırıyordu; Harold'a güvenmeyi, kendini ona teslim etmeyi, içindeki yaratığın hiç uyanmayacağı bir uykuya dalmasını yürekten istiyordu.
"Arador Kral'ın dedesiydi. Oğlu Arathorn evlenmek için Aranarth soyundan gelen Dfrhael'in kızı olan Zarif Gilraen'e talip olmuştu. Bu evliliğe karşı çıkmıştı Dfrhael; çünkü Gilraen küçüktü ve Dtinedain âdetlerince evlilik yaşına ulaşmamıştı henüz.
"'Dahası,' demişti, 'Arathorn olgun yaşta, sert bir adamdır
— Dostum, diye fısıldadı bana, zaman geçiyor ve hiç de lehime işlemiyor... Vicdanımda azaba yer yok, bu tür çekingenliklerden muafım, çok şükür!.. Bu dünyada zaten suçtan geçilmiyor... Saymakla bitmeyeceğini herkes anladı... Sorun devirdiğimiz çamlarda... Ve sanırım ben de onlardan bir tanesini devirdim... Hem de telafisi olmaz bir biçimde...
—