Sıklıkla şu soruya muhatap oluyorum: Müslümanların dini ve davası haktır. Müslümanlar dışındakiler bâtıl. Hal böyle iken Hak yolda olan Müslümanlar “geri kalmış”, dağınık, perişan, güçsüz bir vaziyette olduğu halde bâtıl ehli olan insanlar “ilerlemiş”, birleşik, kudretli ve kuvvetli. Sırf bu sebeple bugün yeni nesillerimiz arasında İslam’ın hak
“Zaferin ne zaman geleceği ile meşgul olmayın. Hak ile batıl arasında nerede duruyorsunuz ona bakın ! “ |Seyyid Kutub
Seyyid Kutub
Seyyid Kutub
Reklam
ASHÂB-I BEDİR: SEBRE BİN FÂTİK (R. ANH)
Sebre bin Fâtik radıyallâhü anh, Muhâcirlerden ve Benî Esed kabilesindendir. Kardeşi Hureym radıyallâhü anh Hazretleriyle birlikte Bedir Gazâsı’nda bulunmuştur. Sebre radıyallâhü anh Hazretleri, Dımaşk’ın fethinden sonra arazisini ve evlerini Müslümanlar arasında taksim eden zâttır. Ashâb-ı Kirâm’dan Ebu’d-Derdâ radıyallâhü anh onu görünce, “Muhakkak Sebre’de (r.a.), Resûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimizin nurlarından bir nur (hilim nûru) vardır.” buyururdu. Çok halîm, sabırlı bir zât olup insanlardan gelen eziyetlere tahammül gösterirdi. Abdurrahman bin Âiz rahimehullah anlattı: Bir adam Sebre Hazretlerine kötü sözler söyledi, o ise öfkesini yuttu, hattâ cevap vermemek için öyle sabretti ki gözlerinden yaş geldi, yine de cevap vermedi. Sebre Hazretlerinden, Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin şöyle buyurduğu rivâyet olundu: “Mîzân, Rahmân olan Allâhü Teâlâ’nın kudretindedir, dilediği kavimleri (hidayeti ve tevfîki ile) yükseltir, diğer bazılarını da (şeytana uymaları, bâtıl yollara sapmaları sebebiyle) alçaltır. Âdemoğlunun kalbi de Rahmân olan Allâh’ın kudreti altındadır, dilediğini (ve dalâleti dileyip isteyeni) saptırır/şaşırtır, dilediğini (ve hidâyeti dileyip isteyeni) de hak ve hidâyet üzere dosdoğru ve sabit kılar.” Fazilet Takvimi 8 Mayıs 2024
ASHÂB-I BEDİR: SEBRE BİN FÂTİK (R. ANH)
Sebre bin Fâtik radıyallâhü anh, Muhâcirlerden ve Benî Esed kabilesindendir. Kardeşi Hureym radıyallâhü anh Hazretleriyle birlikte Bedir Gazâsı’nda bulunmuştur. Sebre radıyallâhü anh Hazretleri, Dımaşk’ın fethinden sonra arazisini ve evlerini Müslümanlar arasında taksim eden zâttır. Ashâb-ı Kirâm’dan Ebu’d-Derdâ radıyallâhü anh onu görünce, “Muhakkak Sebre’de (r.a.), Resûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimizin nurlarından bir nur (hilim nûru) vardır.” buyururdu. Çok halîm, sabırlı bir zât olup insanlardan gelen eziyetlere tahammül gösterirdi. Abdurrahman bin Âiz rahimehullah anlattı: Bir adam Sebre Hazretlerine kötü sözler söyledi, o ise öfkesini yuttu, hattâ cevap vermemek için öyle sabretti ki gözlerinden yaş geldi, yine de cevap vermedi. Sebre Hazretlerinden, Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin şöyle buyurduğu rivâyet olundu: “Mîzân, Rahmân olan Allâhü Teâlâ’nın kudretindedir, dilediği kavimleri (hidayeti ve tevfîki ile) yükseltir, diğer bazılarını da (şeytana uymaları, bâtıl yollara sapmaları sebebiyle) alçaltır. Âdemoğlunun kalbi de Rahmân olan Allâh’ın kudreti altındadır, dilediğini (ve dalâleti dileyip isteyeni) saptırır/şaşırtır, dilediğini (ve hidâyeti dileyip isteyeni) de hak ve hidâyet üzere dosdoğru ve sabit kılar.”
ASHÂB-I BEDİR: SEBRE BİN FÂTİK (R. ANH)
Sebre bin Fâtik radıyallâhü anh, Muhâcirlerden ve Benî Esed kabilesindendir. Kardeşi Hureym radıyallâhü anh Hazretleriyle birlikte Bedir Gazâsı’nda bulunmuştur. Sebre radıyallâhü anh Hazretleri, Dımaşk’ın fethinden sonra arazisini ve evlerini Müslümanlar arasında taksim eden zâttır. Ashâb-ı Kirâm’dan Ebu’d-Derdâ radıyallâhü anh onu görünce,
Nasipsizlikten sana sığınırım Allah'ım.
İMAN لا İLE BAŞLAR TAĞUT NEDİR? ALLAH SEVGİSİ ile TAĞUT SEVGİSİ ASLA BİR ARADA BULUNMAZ. “(Ey Peygamber!) Sana indirilen ve senden önce indirilmiş olan Kitaplara inandıklarını iddia eden şu ikiyüzlülerin hâllerine bir baksana; (hem Müslüman olduklarını söylüyorlar, hem de Kur’an’ın hükmünü terk edip) tağut’un, (yani Allah’ın hükümlerini hiçe
Reklam
127 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.