Madam Pera
Ara ara bakışlarını kaldırarak kızdırdığı annesinin merhametli bir anını kollayan mahcup bir çocuk gibi Pera'yı izliyordu Ethem. Sonra kimseye fark ettirmeden tekrar önündeki karalamayla alakadar oluyordu. Bir ara bir şey geçirdi içinden. Çok hoştu. Sanırım şöyle bir şeydi: "Biz ezel bezminde seninleydik" dedi, "Sen hangi ara beni kendinden ayırdın?"
Armoni YayıneviKitabı okudu
Madam Pera
Bu türün kadın cinsi, özellikle anneliği tadanlar, onları kuşatan dünyanın sadece gördüklerinden ve duyduklarından ibaret olmadığını; rüyaların, rüzgârların, seslerin, bulutların, ışığın, karanlığın, yıldızların, yaşanan ve yaşanması muhtemel olayların, tesadüflerin, çevresindeki diğer canlıların tavır ve davranışlarının çok daha zengin ve öngörülemez bir gerçeklikle ilişkili olduğunu seziyorlardı. Ve tabii, sezgilerini doğrulama yolunda farklı yöntemlere müracaat ediyorlardı. İşte hakikat buydu. Bendeniz buna birçok kez tanıklık ettim...
Madam Pera
Tamara, Ethem’i kendisine bir sırdaş olarak kabul ettiğine onu inandırmak istiyordu. Bir ayna kadar dürüst olduğunu kanıtlamak için yalan ve saptırma sanatının tüm inceliklerini ustaca sergiledi. Cümlelerine tanık olarak doğruluğuna Ethem’i ikna ettiği diğer cümlelerini gösteriyordu. Kusursuza yakın tekrarlarıyla tutarlılığını kanıtladığı anlatısının aralarına serpiştirdiği yalanlar, arzu ettiği iknayı ve şaşkınlığı yaratmazsa, kâfi gelmezlerse, bu kez daha büyük yalanlar ve ithamlarla anlatısına dev payandalar oluşturuyordu. Bence Tamara bir mimar olmalıydı.
Sayfa 246 - Armoni YayıneviKitabı okudu
Reader Follow Recommendations
Madam Pera
Hedefindeki erkeklere en saf arzularını gerçekleştirmeyi vaat ediyordu. İkna olmaya hazır kurbanlarına en kırmızı, en parlak, en leziz elmaları sunuyordu. Hakkındaki söylentilerin dilden dile dolaşmasıyla şöhreti Paris’te çabucak yayıldı. Ona, aşkın ve güzelliğin koruyucu tanrıçası “Venüs” diyorlardı. Gazabından cüzdanları ve kalpleri yara alan
Sayfa 175 - Armoni YayıneviKitabı okudu
Madam Pera
Tıpkı Londra’da, Paris’te, Roma’da olduğu gibi Dersaadet’te de en güçlü insanlar, şehirde hükmü geçen erkekler değil, o erkeklerin eşleri ya da metresleriydi.
Sayfa 63 - Armoni YayıneviKitabı okudu
Hakan Laloğlu
Dedikodu toplamak ciddi bir işti ancak dedikoduyu işlemek bir sanattı. Tıpkı bir sarraf hassasiyetiyle altın zerrelerini ustalıkla biraraya getiriyor, kaville fiili birbirine lehimliyordu. Anlatının bütünlük taşımasını önemsediğinden sonunda inisiyatif kullanarak kendi kanaatiyle ona son halini veriyordu. Netice doğal durmalı, insani zaaflara vurgu yapmalıydı.
Sayfa 61 - Armoni YayıneviKitabı okudu
Madam Pera
“Bence bir insan yirmi yıl aynı evde oturmamalı, penceresi mutlaka farklı manzaralara bakmalı. Yine bir insan yirmi yıl, otuz yıl aynı mesleği yapmamalı, farklı meslekler üzerinden kendini, farklı hallerini tecrübe edebilmeli. Ve son olarak bence bir insan yirmi yıl aynı adamla/kadınla evli kalmamalı, hayatı bir insandan, bir insanın alışkanlıklarından, bir insanın dayatmalarından ya da bir insanın arzularından ibaret olmamalı.”
Sayfa 56 - Armoni YayıneviKitabı okudu
Madam Pera
Tanrım, doğduğu anı hatırlıyorum, onu ilk gördüğümde hissettiklerimi… Kucağıma verdiklerinde minik yüzüne bakarak: ‘Milyonlarca insanın içinde tanırım seni! Sen benim parçamsın!’ demiştim. Sanki kendim tekrar doğmuştum, sanki kendimi yaratmıştım. Tarifsiz duygulardı. Bunları sadece bir anne anlayabilir. İnsana tatmin olmuş, tamamlanmış hissettiriyor. Hamileliğim de tuhaftı. Bazen kımıltısız şekilde saatlerce dururdu karnımda, korkardım. Aile dostumuz vardı, Madam Despina, o öğretmişti bana, ‘Hareketsiz kalırsa bir parça çikolata atın ağzınıza’ demişti. Cidden bir parça tatlı yerdim ve hemen hareket etmeye başlardı karnımda. Birlikte uyur, birlikte uyanırdık, hepsini hissederdim. Doğduğunda küçücüktü, kollarıma alırdım, beni görünce gözbebekleri büyürdü. Despina demişti yine, unutmuyorum. ‘İnsan bir başka insanı sevdiğinde ona bakınca gözbebekleri büyür.’
Sayfa 85 - Armoni YayıneviKitabı okudu
Madam Pera
Birbirini seven iki insanın mutluluğunda da, küslüğünde de, nefretinde de hiç kimseyi ilişkilerinin içerisine kabul etmeyen, ilerlemesine imkân tanımayan, onları dışarıda bırakan bir karanlık vardır. Tarafsız bir gözün nüfuz edemeyeceği, aydınlatamayacağı bir karanlıktır bu… Sadece birbirini seven o iki kişi, o karanlığı ezbere bilirler, onun içinde ya birbirlerine doğru ya da aksi istikamette yürürler.
Sayfa 75 - Armoni YayıneviKitabı okudu
Hakan Laloğlu
Ethem endişelerinde haksız olmadığını bu sözler sonrasında kesin olarak anladı. Vehmin ötesinde sezgileri ilk defa bir erkeğin kavrayabileceklerinin ötesine geçmişti ve olacakları hissediyordu. Tüm bunları engellemek için samimiyetine güvendiği sözcüklere sığınmış, ama bir anlık öfkesine teslim olarak her şeyi mahvetmişti.
Sayfa 74 - Armoni YayıneviKitabı okudu
Madam Pera
Pera erkeklere karşı dikkatli olma ihtiyacını nadiren hissederdi. Onları kontrol etmek, onlardan sıkıldığında hayatından onları defetmek Pera için kolaydı ama ya kadınlar? Pera kadınlara karşı her zaman daha dikkatli davranırdı. Bir kadın peşine düştüğü bir delil için evinize misafir olarak ‘masum’ bir ziyarette bulunmayı kafasına koyduysa, bunu mutlaka bir vesileyle başarırdı. Bir kadına mesafe koymak, zararlı olduğunda onu hayatından defetmek Pera için her zaman daha zordu. Ve o sıralar kesinlikle Pera, Tamara’yı evinde ağırlamak istemiyordu. Tamara fazlasıyla meraklıydı. Meraklı bir cerrahı bir hastalık şüphesi üzerine bedeninize davet etmekle, meraklı bir kadını evinize davet etmek arasında neredeyse hiçbir fark yoktu. İkisi de ardında daha sonradan kendisini hissettirecek büyük acılar bırakıyorlardı.
Sayfa 49 - Armoni YayıneviKitabı okudu
Madam Pera
"bir kadının hayatını daima bir erkeğin hayatından daha onurlu ve daha adanmış buluyorum...
bu sebeple bir kadını yazdım...
mutlu olmak isteyen bir kadını; mutlu olmuş, mutluluğu yitirmiş ve mutluluğu tekrar arayan bir kadını...
balık burcu bir erkek olarak bunu ne kadar başarabildiğimin takdiri elbette sizindir :)
ancak yalnız kalbimin sesini dinlediğim, yalnız işittiklerimi kayda geçirdiğim de bir hakikattir...
şahsıma olmasa da, katipliğime güveniniz..." 
Hakan Laloğlu
Madam Pera
Belki birçok gül bahçesini talan etmiştir, doğru ama Kosta dindar biridir; dindardır çünkü din onun gibilerin yaşantısını lanetler. Kosta masumiyeti yüceltir çünkü masumiyeti her zaman günahkârlar yüceltir. O, biar olmaktan bizardır.
Sayfa 42 - Armoni YayıneviKitabı okudu