Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hakan

Siyasetçiler muammalı konuşmaya başlayınca sakının. Gerçek acıları anlaşılmaz sözlerle sarıp sarmalayıp gizlemeye çalışıyor olabilirler. Özellikle de şu dört kelimeye dikkat edin: Fedakarlık, ebediyet, saflık, kefaret. Bunlardan herhangi birini duyarsanız alarm çalmaya başlayın. Hele bir de başındaki liderin mütemadiyen, "Yaptıkları fedakarlık aziz milletmizin saflığını tescil ediyor," gibi cümleler kurduğu bir ülkede yaşıyorsanız, bilin ki başınız büyük dertte. Aklınıza mukayyet olmak için her zaman bu içi boş şeyleri gerçek koşullara tercüme edin: Istırap içinde kıvranarak ağlayan bir asker, dövülüp zalimce muamele gören bir kadın, korkuyla titreyen bir çocuk.
Reklam
Her şey hakkında ne kadar az şey bildiğini öğrenmek için dışarıdaki iki dakika yeterli. Hiçlikle arasında yaklaşık 7 santimlik balistik kalite seramikten başka bir şey olmayan hareket halindeki bir karbon ve su zerresinden ibaretsin. Doksanüç milyar ışık yıllık kahrolası koca bir hiçlik. Ne yukarısı ve ne de aşağısı. Gökyüzü yok. Senden ve türünün tamamından daha yaşlı minik güneş ışığı mızraklarının uc uca eklendiği sonsuz bir karanlık delik. Küçük mü hissetmek istiyorsun? Siklon'un kokpitinde 60 saniye geçir yeter. Hiçliğe bak ve onun da sana baktığını hisset. O zaman aslında ne kadarcık olduğunu şıp diye anlarsın.
Sayfa 43 - pegasusKitabı okudu
Doğal seçilim, doğanın kör saatçisidir; kördür, çünkü ierliyi göremez, sonuçları hesaplamaz, görünen bir amacı yoktur.
Sayfa 25 - TübitakKitabı yarım bıraktı

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ölümün Sesi
Uyandığı andan beri ilk defa yatak odasının mırıltısını duymuştu. İçinde barındırdığı sessiz, düzensiz, kıkırıtılı sohpeti işitti ve sesin doğasını hemen tanıdı. Tanınmaması imkansızdı. çünkü bu ses "Dünyanın ölüm tıkırtısıydı." Bin yıl önce icat edilen bir ses. Kesin konuşmak gerekirse bu bir radyasyon dedektörünün sesiydi. kendisine doğru gelen yüklü partikülleri ve gamma dalgalarını ölçüyor, elektronik dalgalarının yumuşak tıkırtıları alçak bir mırıltıya dönüşüyordu. Bir sayacın sesiydi bu ve ölçebileceği tek şeyi ölçüyordu... Ölümü!
Bizim 1.0 biyolojik bedenlerimiz de aynı şekilde dayanıksızdır. Gereksindiği sıkıcı ve koruyucu bakım ritüelleri bir yana sayısız türden hataya tabidir. İnsan zekası zaman zaman yaratıcılığın ve ifade gücünün doruklarına ulaşabilse de, insan düşüncesi büyük ölçüde türetilmiştir, ikinci ve sınırlıdır
Sayfa 22