Can Sıkıntısı
Bir müddet durdu. Eliyle gözlüğünü oynattı ve devam etti: “Hiçbir şey istemiyorum. Hiçbir şey bana cazip görünmüyor. Günden güne miskinleştiğimi hissediyorum ve bundan memnunum. Belki bir müddet sonra can sıkıntısı bile hissedemeyecek kadar büyük bir gevşekliğe düşeceğim. İnsan bir şey yapmalı, öyle bir şey ki... Yoksa hiçbir şey yapmamalı.
Bana öyle geliyor ki, hakikaten yapabileceğimiz tek bir iş vardır, o da ölmek.
Reklam
384 syf.
8/10 puan verdi
Bu kitap biraz karmaşık. Bitti ve 'vay be!' moduna girdim. Bir ara 'peri masalı okuyorum herhalde' dedim. Yerine oturmayan şeyler, tamamlanmamış bir hikaye, cevaplanmamış sorular vardı. Yine de fazla iyimser gibiydi her şey. Yazardan bir şeyler bekliyordum. Hani her yazar engel çıkarmayı sever ya. Ayrıca bu seride yan kitaplar hariç 5 kitap daha var. Ama öyle bir final beklemiyordum!!! Hakikaten vay be!!! Hem romantik, hem sürükleyici, hemde şaşırtıcı.
Yeni Bir Başlangıç
Yeni Bir BaşlangıçKim Karr · Yabancı Yayınları · 2015220 okunma
Bir Nedeni Yok Yalnızca Öptüm Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata
238 syf.
8/10 puan verdi
Samsunlu olmanın en bariz yansımalarından birisi de içinde ‘Samsun’ geçen bir şey gördüğünde kalp atışlarının hızlanmasıdır. Bu, gurbette bir 55 plaka olabilir, televizyonda Samsun’u gösteren bir program olabilir ya da herhangi bir sanat eserinin Samsun’dan söz ediyor olması da olabilir. Bu anlamda Zerrin Koç’un Can Yayınları etiketli ‘Islak
Islak Kentin İnsanları
Islak Kentin İnsanlarıZerrin Koç · Can Yayınları · 200021 okunma
Dünyanın ilk Güzellik Yarışması Kaz Dağlarında Yapılmış. Mitolojide Afrodit, Hera ve Athena arasındaki Dünyanın İlk Güzellik Yarışmasının burada yapıldığını görürüz. Hikayeye göre Tanrılar, Thetis ile Peleus'un düğünü için toplandıklarında, düğüne davet edilmeyen Eris (Nifak), Athena, Hera ve Afrodit'in bulunduğu yere altın bir elma atar. Elmanın üzerinde "en güzeline" yazılıdır. Üç tanrıça arasında "en güzel benim" tartışması başlar. Zeus, en güzelin seçilmesinde hakem olarak İda Dağı'nda bulunan Paris'in görevlendirilmesini buyurur. Tanrıçalar, Paris'in önünde güzellikleriyle övünüp, ona armağanlar vaad ederler. Hera, Paris'e kendisini seçmesi durumunda evrenin krallığını; Athena savaşta yenilmezliği; Afrodit ise kadınların en güzeli Helena'nın aşkını vaad etmektedir. Bunun üzerine Paris, üç tanrıçadan en güzelinin Afrodit olduğuna karar verir ve altın elmayı ona verir. " Bu gün oradaydım, bizimkiler Kaz Dağları der, eski Yunanlılar İda Dağı, muhteşem bir doğası var ve halen bozulmamış nadide yerlerden. öyle mübarek bir suyu var ki, kayaların içinden fışkırmış buz gibi, içinde karpuz anında çatlar, içine kuran düşse eksiksiz okunur, pırıl pırıl cennetten çıkma bir su. Eskiden göçebe Türkmenlerin yazlığıymış oralar, yedi direkli meşhur türkmen çadırı konar, şenlikler başlarmış. Yaşar Kemal bir romanında çok iyi anlatıyordu, orada birkaç gün kalan anasından yeni doğmuş gibi olur. gam kasavet kalmazmış, hakikaten dedikleri kadar varmış."
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.