Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
360 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
A’dan Z’ye giden yol çok uzun - Az
Kitabın ilk kısmındaki Bezir karakterinin “Bismillahirahmanirahim” ile başlayan 11 yaşındaki çocuk Derdayı karısı olarak görmesi ile başlıyor bu çile. Şu Arapça kelimelerin iyi niyetli başlayıp iyi bittiğini görmedim mevlitler hariç. Tarikatların çok namuslu olarak başlayan ama uyuşturucudan tutun da türlü sapkınların karanlığında yaşanmış türde bir gerçeklik ile karşı karşıyayız. Müslüman bir kızın değişen şartlarla adeta reankarnasyon geçirdiğine şahit olacaksınız. Hakan Günday, kalplerimizin buz kesmesine sebep olan ikinci kısımda ise mezarlıkta büyüyen erkek çocuk Derda’dan bahsediyor. Anneler gününde annesinin elini tutup sıcacık gülümsemesiyle ısınan bir çocuğun aksine o annesini parça parça kesip gömen bir çocuk. Ve bu çocuk biraz daha büyüdüğünde bir “Oğuz Atay” hayranı oluyor. Biyografisini, tüm kitaplarını okuyor ve genç yaşta ölmüş Atay’ın yaşayan gerçeği olacağına yemin ediyor. İçinde büyük bir intikam ateşiyle beraber. Hayatları çalınmış iki çocuğun dünyanın deliğine nasıl çomak soktuğunu okudum. Anasının para ile sattığı bir kızdan mezarlık bekçisi bir çocuğun bu hayatın hakiki sahipleri olduğunu okuyacaksınız. Kitabın sonundaki bir araya gelmeleri. Beni benden aldı. Tüm matematiksel denklemlerin bittiği bir nokta. Ne oldum demeyin ne olacağım deyin!
Az
AzHakan Günday · Doğan Kitap · 201921,3bin okunma
Siyasetten medet umanlar, bakınız:
Post-totaliter bir sistemde yaşayan insanlar iktidarda bir partinin mi, yoksa birkaç partinin mi olduğu ve bu partilerin kendilerini nasıl tanımladıkları ya da adlandırdıkları sorununun insan gibi yaşamanın mümkün olup olmadığı sorunu yanında zerre kadar önem taşımadığını çok çok iyi bilirler... Daha iyiye doğru hakiki, köklü ve kalıcı bir değişim...artık herhangi bir tikel geleneksel politik kavrayışın...zaferiyle gerçekleştirilemez. Böyle bir değişim, her zaman olduğundan daha fazla, insanların dünyadaki konumlarının, kendileriyle ve başkalarıyla, ve evrenle ilişkilerinin baştan sona yeniden kurulmasıyla mümkündür ancak... Daha iyi bir sistem otomatik olarak daha iyi bir hayat temin etmeyecektir. Aslında, tersi doğrudur; ancak daha iyi bir hayat yaratarak daha iyi bir sistem geliştirilebilir,
Reklam
Onları keserek çiçeklerin daha çabuk ölmesine yol açıyoruz; onların resmini yaparak ise bir kenara atılmadan önce onları uzun süre muhafaza etmiş oluyoruz. İşte bu noktada sanat gerçeklik, hakiki çiçekler de sadece kısacık ömürlü, unutulmuş simülakrlar oluyor.
Umarım hakiki sev­gi ve gerçeklik, dünyadaki her türlü kötülüğe ve talihsizliğe üstün gelir.
Sayfa 639 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Neden sonsuzluk? Sonsuzluğun ne olduğunu anlayamıyoruz ki. Varoluşa ne son koyarsak koyalım, düşüncemizin hemen onun ötesine sıçrayacağı şeklindeki itiraza, şu karşılığı verelim: Bu, ötede hakiki bir gerçeklik olduğunu kanıtlamaz. Yerküre üzerine düşünen küçük piyon hep öteye sıçrar; ama bu, kürenin onun için sınırlı olmasını engellemez. Yaradılışımız gereği zihnimiz hep öteye sıçrar -olup olan budur-, ama bu, zamanın gerçekten var olduğunu göstermez, dolayısıyla düşkünlük sorunumuz ortadan kalkmış olur. Geriye şu nokta kalıyor: Zaman yok ise, nasıl oluyor da zamansal bir düzene göre yaratılmışız Gerçeklik hep özdeş ve devinimsiz ise, nasıl oluyor da her zaman farklı ve devingeniz?
Sayfa 419
Gerçeklik o denli değerinden, anlamından, hakikatliliğinden edildi ki, ideal bir dünya yalanı uyduruldu... "Hakiki dünya" ve "görünüşteki dünya" - açıkçası uydurulmuş dünya ve gerçeklik.
Sayfa 2 - Türkiye iş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bağırmakla, çağırmakla hiçbir öğreti daha doğru, hiçbir hakikat daha hakiki olmaz; hiçbiri şiddet içeren propagandalarla, yapay olarak bireysel alanlara sızamaz. Özellikle de, samimi fikirleri uğruna direnen insanlara zulmetmekle hiçbir öğreti, hiçbir ideoloji asla daha fazla gerçeklik kazanamaz.
Sayfa 175Kitabı okudu
VAR MI SİZİN DE BÖYLE CİNNETLERİNİZ? “Deliler ile benim aramdaki tek fark, onların bunu kabullenmemesidir. Oysa ben biliyorum deli olduğumu.” diyor, sürrealist ressam Salvador Dali. Dünyanın büyük çoğunluğu onun deli olduğuna, geri kalanıysa dahi olduğuna inanıyor. Hem deli olmak, dahi olmaya engel mi? Ya da tam tersi; dehalar da bir gün
Platon'da hakiki gerçeklik idea dünyası olduğuna ve dünyamız onun gölge­sinden ve taklidinden başka bir şey olmadığına göre, çirkin olanın olmayanla özdeşlemesi gerekir, çünkü Parmenides'te leke, çamur veya kıl gibi pis ve adi şeylerin fikren varlığı reddedilir.
Her neyse, kesin olan hakiki gerçeklik ile hayali gerçekliğin birbirinden ayrılması ve hakiki olanının galip gelmesiydi.
708 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.