Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
VAR MI SİZİN DE BÖYLE CİNNETLERİNİZ? “Deliler ile benim aramdaki tek fark, onların bunu kabullenmemesidir. Oysa ben biliyorum deli olduğumu.” diyor, sürrealist ressam Salvador Dali. Dünyanın büyük çoğunluğu onun deli olduğuna, geri kalanıysa dahi olduğuna inanıyor. Hem deli olmak, dahi olmaya engel mi? Ya da tam tersi; dehalar da bir gün
Platon'da hakiki gerçeklik idea dünyası olduğuna ve dünyamız onun gölge­sinden ve taklidinden başka bir şey olmadığına göre, çirkin olanın olmayanla özdeşlemesi gerekir, çünkü Parmenides'te leke, çamur veya kıl gibi pis ve adi şeylerin fikren varlığı reddedilir.
Reklam
Her neyse, kesin olan hakiki gerçeklik ile hayali gerçekliğin birbirinden ayrılması ve hakiki olanının galip gelmesiydi.
Fakat kendimizden gelen, kendimiz olan bir şey vardır; görünmez, ama işsel olaral teyit edilebilir bir gerçeklik; heran kavranabilen ve hiçbir zaman kabullenmeye cesaret edilmeyen ve ancak tüketilmeden önce gündeme gelen uygunsuz ve ezeli bir mevcudiyet: Ölümdür bu, hakiki ölçüt odur...
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Bugün, Tanrı ile paylaştığınız niyeti ele alıyoruz. Bu niyet, egonun karanlığı ve yokluğu getiren boş isteklerinden farklıdır. Tanrı ile paylaştığınız niyet, yaratımın gücünü barındırır. Egonun istekleri bireyseldirler ve paylaşılmazlar. Dolayısıyla onların hiç güçleri yoktur. Aslında tamamen etkisiz de değildirler çünkü sizin illüzyonlardan oluşan bir gerçeklik yaratmanıza ve çok güçlü bir şekilde ona inanmanıza neden olurlar. Ancak yaratımın bütünü açısından anlamsız ve boşturlar. Hakiki olan hiçbir şey yaratamazlar. Anlamsız istekleriniz ve kederleriniz gördüğünüz dünyayı sizinle birlikte yaratan yapımcılardır. Egonun istekleri gördüğünüz dünyayı yarattı ve yaratılan bu dünyanın devam ettirilmesi için egonun kedere olan ihtiyacı devam etmektedir. Bu istekler devam ederken, dünyayı size saldıracakmış gibi gösteren ve haklı çıkmaya çalışan figürlerle doldururlar. Bu figürler kederlerle dünyayı doldurmak için kullanılan egonun işçileridirler. Sizin uyanışınız ve kardeşlerinizin gerçekliği arasında bir set çekerler. Onlara tutunduğunuz sürece ne kardeşlerinizi bilebilirsiniz ne Kendinizi.
Sayfa 73
Reklam
Her neyse, kesin olan hakiki gerçeklik ile hayali gerçekliğin birbirinden ayrılması ve hakiki olanının galip gelmesiydi. En azından oyunun tüy kadar hafif ve bir zamanlar son derece doğal olan düzleminde. Onu geri kazanmaya çalıştım ama olmadı, ne kanepe otomobile dönüştü ne de evimiz şatoya. Tüm bunların en korkunç yanıysa hakiki dünyanın tahmin ettiğimden de çirkin çıkmasıydı.
Sayfa 62 - Metis, 1.Basım , Çeviri: Ogün DumanKitabı okudu
Bilim ve Din
Modern bilim oyunun kurallarını değiştirdi, fakat mitlerin yerine gerçekleri koymadı. Mitler insan türüne hükmetmeye devam ediyor ve bilim bu müddeti daha da güçlendiriyor. Bilim öznelerarası gerçekliği yok ederken nesnel ve öznel gerçekliği hiç olmadığı kadar bütünlüklü kontrol etmeyi de mümkün kıldı. Bilgisayarlar ve biyomühendislik sayesinde insanlar gerçekliklerini oyuncakları haline gelmiş kurgulara uydurmaya çalıştıkça kurgu ve gerçeklik arasındaki geçiş de gitgide bulanıklaşıyor. Sobek rahipleri ilahi timsahların hayalini kurarken firavun ölümsüzlük rüyaları görüyordu. Kutsal timsah aslında oldukça sıradan, altın kıyafetler kuşanmış bir bataklık sürüngeniydi, firavunsa en yoksul köylü kadar ölümlüydü. Ölümünden sonra bedeni koruyucu yağlar ve kokulu parfümlerle mumyalanacak, fakat bir ölü kadar cansız kalmaya devam edecekti. 21. yüzyılın bilim insanları ise hakiki teknolojik timsahlar geliştirecek ve sistemin elitlerine sonsuz gençlik bahşedebilecek kudrete sahipler. Böylelikle bilimin ilerleyişi bazı mitlerin ve dinlerin etkilerini hiç olmadığı kadar güçlendirecek. Bunun nedenini anlayabilmek ve önümüzdeki yüzyılda bizi bekleyen meselelerle yüzleşebilmek için en huzursuz edici soruları sorulardan birine dönmeliyiz: Modern bilimin dinle ilişkisi nedir? İnsanlar bu soruya verebilir verilebilecek tüm cevapları binlerce kez vermiş gibi görünüyor. Ne var ki uygulamada bilim ve din, 500 yıllık bir çift terapisinden sonra bile birbirini anlamayan evli bir çifte benziyor. Adam, Prenses Sindirella hayalleri kurarken kadın hala Yakışıklı Prens'i bekliyor, bir yandan da çöpü kimin çıkaracağına dair tartışmaya devam ediyorlar.
Sayfa 191Kitabı okudu
Ne Sen Benim için daha üstün bir özsün, ne de Ben Senin için. Buna rağmen her birimizin içinde de daha üstün bir öz bulu­nabilir ve birbirimizi karşılıklı yüceltmek buna neden olabilir. Çok genel bir anlatımla diyebiliriz ki, Sende ve Bende yaşayan bir in­san vardır. Eğer Ben Sendeki insanı görmesem, Seni neden saymam gereksin? Elbetteki Sen insan kavramını ve onun hakiki ve aslına uygun biçimini temsil ediyor sayılmazsın. Sen sadece onun ölümlü kılıfından ibaretsin ve o kendini yok etmeden bu kılıftan sıyrılabilir. Ama şimdilik bu genel ve daha üstün öz, Senin içinde konaklar ve Sen ona gerçeklik kazandırıyorsun, çünkü baki bir tin Senin içinde fani bir beden edinmiştir, demek ki senin bedenin gerçekte sadece "edinilmiş" bir biçimdir, Senin içinde görünen, ama senin bedenine ve bu belirli görünüm tarzına bağlı kalmayan bir tin, bir hayalettir.
442 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
"ZAMANSIZ" Nerede ve hangi zamanda yaşıyorum ben? Yoksa o zaman ile bu zamanın arasında kalmış bir zamansız mıyım? Eski zamanların İstanbul'una bir yolculuk yapmayı kim istemez ki? Değişen dünya, değişen insan, hızla ilerleyen teknoloji, bilim, yapay zeka vs.hayatımızı bir nebze kolaylaştırsa da iyiye, güzele dair ne varsa götürdü
Zamansız
ZamansızUmut Dikici · İkinci Adam Yayınları · 202441 okunma
711 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.