Kızıyoruz etrafımızdaki insanlara, onların yaptıklarına ve bize yapmış olduklarına. Keşke hiç dünyaya gelmeselerdi diyoruz böyle bir yetki ve hakka sahipmişiz gibi. Kendimizden başka herkesi ötekileştiriyor, onların da bizim gibi davranmalarını bekliyoruz. İşte kendimize verdiğimiz en büyük ceza budur belki de. Başkalarından bizim gibi davranmasını bekleyerek aslında kendimize gecikiyoruz. Kendimize yaptığımız en büyük haksızlık budur belki de. Peki, hayata geliş sebebimiz başkalarını kendimizle aynı kılmak mı? Herkesi tek tip bir insan modeline dönüştürmek mi tüm hayat gayemiz?
İşte insan budur. Kimisi Hakka, kimisi bahaneye bakar. Hakikati görenler için bahanenin ne değeri olabilir?…
Sayfa 70 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okuyor
Necip Fazıl Kısakürek
Sabrın sonu selâmet, Sabır hayra alâmet. Belâ sana kahretsin; Sen belâya selâm et! Felâh mı, onda felâh, Silâh mı, onda silâh. Sen de kim oluyorsun? Asıl sabreden Allah. Sabır, incecik sırat; Murat içinde murat. Sabır Hakka tevekkül. Sabır hakka itimat. Sabırla pişer koruk, Yerle bir olur doruk. Sabır, sabır ve sabır, İşte Kur'anda buyruk! Bir sır ki âşikâre, Avcı yenik şikâre. Yalnız, yalnız sabırda Çaresizliğe çare...
Zulüm, bir şeyi lâyık olduğu yerin gayrına koymak... Büyük İslâm velisi şöyle diyor: "Hakkı anacak yer gönüldür; ona Hakka gayr olanı koymak zulümdür!" Ne için yaratıldık ve gönlümüze neleri dolduruyoruz... İşte bütün mesele!..
~ Hâkka, 69/27. Ayet ‏يَا لَيْتَهَا كَانَتِ الْقَاضِيَةَۚ ‏"Keşke ölüm her şeyi bitirseydi." ‏
Hakk’a gerçek kul olmaktır, Özgürlüğe yol almaktır, Kendinden geçip dalmaktır, Aşk kafesten ayrılmaktır.
Emperyalist milliyetçilik yok olmaya mahkûmdur.
Türkçülük cereyanının gitgide iki kola ayrıldığını iddia etmek istiyorum. Bu iki cereyanı şimdi moda olan tabirlerle tarif etmek istersek, birisine "demokratik Türkçülük", diğerine "emperyalist Türkçülük" diyebiliriz. Demokratik milliyetçilik hakka dayalı ve sırf savunma amaçlıdır; gasp edilen hakkı almaya, gasp edilmek istenilen hakkı müdafaaya çalışır. Emperyalist milliyetçilik ise saldırı amaçlıdır, diğerlerinin hukukuna tecavüzü bile caiz görerek kendi milliyetini takviyeye çalışır. Saldırı amaçlı milliyetçilik dünyada henüz bitmiş değildir. Fakat zannediyorum ki bu tür milliyetçilik er geç yok olmaya mahkûmdur; Rusların, Avusturyalıların, Almanların başına gelen, bir gün olup diğer emperyalistlerin de başına gelecektir…
“Hakk’a tabi olunuz, bid’at ehli olmayınız korunursunuz.” (Darimi,Sünen,205;Taberani,Sünen-i Kebir,9/254Heysemi,1/181)
Medine YayıncılıkKitabı okuyor
Mecnun Leyla’dan geçmiş, Mevla’ya varmıştı; bense Sitare’den hiç geçmemiş, yıldızımı güneşe katmış, güneşin ışığında hep yıldız parıltısı görmüş, dört kitabın manasını bir Elif okumuştum. Hakk’a yürüyüşüm hiçbir vakit onsuz olmamış, belki ondan olmuştu...
Güçlü olan, gücünü hakka, itaati de ödeve dönüştürmedikçe asla her daim efendi olarak kalacak kadar güçlü değildir.
Bir insana yaşından dolayı saygı Duyulmasına gerektiğine inanmıyorum... Saygı kazanılan bir şeydir, sırf benden Önce doğdu diye kimse bu hakka sahip Olamaz.
Resim