Siz hiç tarih okudunuz mu?
Hayatımız boyunca hepimiz az ya da çok tarih okumuşuzdur. Ben çok severim tarih okumayı yani uzun bir süredir tarih okuyorum. Peki tahmin edin hepsinin ortak noktası ne? Çok zor bir tahmin olmasa gerek. Muhtemelen herkes benzer bir cevaba ulaşmıştır yani "Savaş". Evet gerçekten savaş, insanlık tarihine
Bu soruyu hayretle karşılayıp; "Ben seni kıskanmıyorum, sa
na güveniyorum," derdi.Başlarda çok üzerinde durmadım. Çevremde çok sevdi
ğim, kimi zaman bana kardeş kimi zaman da abi olan iki
tane erkek arkadaşım var. Onlar eski sevgilimin arkadaşları değildi ve, "Sevgilin bizi kıskanmıyor mu?" diye soruyor
lardı. Ben de hayır kıskanmıyor dediğimde sevgilimin be
ni sevmediğini söylerlerdi. "Seven insan kıskanır" klişesi varya... Onu deyip, "Normal değil bu. Bu çocuğun seni sevdiğine emin misin?" diye irdeliyorlardı. Onlar da beni korumaya çalışıyorlardı kendi algı çerçevelerinde, bu sebeple
onlara hiç kızmadım. Ne var ki sürekli duyunca içime kurt
düştü.Eski sevgilime bir gün sordum: "Tamam sen bana güveniyorsun. Çevremde arkadaş diye görüştüğüm biri ya benden
hoşlanırsa. O zaman da mı kıskanmazsın?"Verdiği cevap şu oldu: "Olabilir. Sen ona gerekli cevabı
verirsin. Senin nasıl davranacağını biliyorum, en azındantahmin ediyorum. Dolayısıyla kıskanmamı gerektirecek birdurum yok."Hiçbir şey diyemedim. Öylece baktım. Bildiğim, öğrendiğim kalıptan ayrı bir şeydi bu dediği. Bir yanım evet haklı
derken; diğer yanım yine de kıskansa iyi olur diyordu.
Hocam kitaplarınızda bahsediyorsunuz ya Korku Kültürüdiye. Ben ve arkadaşlarım Korku Kültürü'nün bizde oluş
turduğu kalıba göre düşünüyorduk. Sevgilimse o KorkuKültürü'nde değildi.
Tabi ben bunu çok sonra fark ettim. Konuşarak ayaldik.Birbirimizi kırmadan, kavgalar etmeden, birbirimizi anla
yarak ayrıldık. Sebep ise farklı yaşam danslarımız vardı veuyum sağlayamadık birbirimize.
Atatürk, Rum ve Ermenilere kötü davranıldığına inanan Amerikalı gazeteci Clarence K. Streit’ın kendisini ziyareti esnasında, Ermenilerin zorunlu göçe tabi tutulmasının gerekçelerini sorması üzerine yine sinirlenerek şu cevabı vermiştir:
“Düşmanca ithamda bulunanların sürdürdükleri büyük mübalağalar dışında
Ermenilerin tehciri (zorunlu iskan)
Servetifünün ruhunu hissettiren, mavi gecelerin ümidini nabızda attırırken siyah gecelerin yeisine boğan bir roman. Keşke bu romanı YKS maksadıyla öğrenmemiş olarak, yalnız bir edebiyatçı ruhuyla okuyabilseydim. Dingin ve esareti bir arada hissetirdi. Halit Ziya ile Aşk-ı Memnu romanında tanışmıştım. Beğenmemiştim tabi :d
Şimdi Halit Ziya'ya olan bakışım da epey değişti. Haksız olan taraf yine benmişim. Yazar olan taraf yine haklı çıktı.
Mai geceler efendim
Mai ve SiyahHalid Ziya Uşaklıgil · Nilüfer Yayınları · 201726,7bin okunma
Yerli marka reklamı yapmasını mı dersin, gazzeden bahsetmelerinden mi dersin, gönlümdeki yeri artmaya devam ediyor dizinin... Bu hangi dizi derseniz tabi ki de Kızıl Goncalar♥️ özellikle kızların okutulmaması üzerine tepki göstermeleri ayrı güzel. Her iki kesimi de haklı tarafını haksız tarafını göstermesi. Felsefi imani konuların konuşulması her yönden dolu dolu bir dizi. Sadece izlemeden önce şunu öneririm. Ön yargılarınızı kenara atın öyle izleyin🤗
* evet tabii ki spoiler içerir
_Okurken bazen kendimden geçtiğim hayretler içerisinde gülümsediğim... Maslow'un tabiriyle doruk deneyimler yaşadığım bir kitaptı
Neden mi? Hemen izah etmeye başlıyorum...
Diyor ya hani Bahtiyar Vahapzade: "Kalbin gözü yanmazsa, görünmez göze Allah"
youtu.be/hWEM9KHWlkA?si=...
Bir
Uzun kitap okumanın büyüsü üzerimde çok güçlü bir etkiye sahip, hiç yoktan bir hayranlığa sebep oluyor. Böyle olmasına şaşacak değilim çünkü alışkanlıklarına sarılan bir adamım. Hatta ben yaşadıkça öyküsünü okuyacağım bir karakter olsun isterim. Bunun için küçük bir kandırmaca biliyorum gerçi. Güncel bir yazarı, özellikle günce türünde takip
Öldükten beş gün sonra geldin rüyama. Babaeski’deki eski evin oradasın. Hayır gelin çıktığın ev değil, diğeri. Biz çocukken her yazları kardeşlerinle, kuzenlerimle bir araya geldiğimiz eski mezarlığın oradaki ev. Evin bahçesine çiçekler ekilmiş. 20 li yaşlarındasın. Sanırım hiç evlenmemişsin. Bahçedeki çiçekleri suluyorsun. Çok mutlusun. O kadar
Demir Ökçe distopya edebiyatının ilk örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. Kitap, emekçi sınıf ile oligarkların oluşturduğu kapitalistler arasındaki mücadeleyi anlatıyor.
Kitap, ana karakter olan Ernest Everhard'ın eşi olan Avis Everhard'ın el yazması notlarından oluşuyor. Asırlar sonra bir ağaç kovuğunun içinde bulunan “Everhard
Uzun zamandır okurken gururlandığım, gözlerimi dolduran, duygudan duyguya sürükleyen, hele böyle merakımı arttıran, bitirdikten sonra da uzun uzun araştırmalar yaptıran böyle bir kitap okumamıştım. Zaten Nevşehir'i ayrı severim, kitapta da masal şehir olarak bahsedilmiş, bence fazlasıyla haklı. Belki o da bende bir bağ kurdurmuştur bilmiyorum
Bir gün bu platformda bir çizgi roman incelemesi paylaşacağım hiç aklıma gelmezdi ama işte bugün hayatında ilk kez çizgi roman okumuş ve çok sevmiş bir okur olarak bu cümleleri yazıyorum.
Her şey çizgi romanlarla ilgili bir koleksiyoner videosu izlememle başladı diyebiliriz. Batman ise ilgimi çeken ilk karakterlerden biri oldu. Öncelikle karakterlerin DC ve Marvel olarak ikiye ayrıldığını öğrendim tabi. Bu konuda ne kadar bilgili olduğumu görebilirsiniz (!). Batman tercih ettiğim için ise pişman değilim. Neden tercih ettiğimi de bilmiyorum açıkçası belki siyahı çok sevdiğim için ilgimi çekmiştir.
Bu çizgi romana gelecek olursak benim için oldukça iyi bir başlangıç olduğunu düşünüyorum. Elime aldım ve bir daha bırakmadan çabucak okudum bitti. Ben uzun sürer birkaç gün elimde sürünür diye beklerken bir çırpıda okudum. Görselleri oldukça ilgi çekiciydi ve olay örgüsü de son derece merak uyandırıcı.
Şu an çizgi romanlar hakkında söyleyebileceğim pek bir şey yok ama çizgi roman okumaya devam etme konusunda oldukça kararlıyım. Belki ilerleyen zamanlarda daha fazla şey söyleyecek duruma gelebilirim.
Benim gibi olanları da önyargılarını kırarak çizgi roman dünyasına davet ediyorum.
Hayat Emma Bovary'nin haklı olduğu noktaları düşünürken bir yandan da Dorian Gray'e kızmakla geçmez bence.
Ebruar kavramını veya Ebruarı bunların nasıl kimseler olduklarını el alacağız, konuşmaya çalışacağız Ebruar her ne kadar Türkçe'ye bir isim olarak geçmişse de aslında Arapça eril bir çoğul yani Ebruar iyiler demek Bu kekili bunun Ber veya Ber ayette geçtiği üzere Cenab-ı Hak Hz. Yahya için o Ber ile bir valideyhi Olem yakın Cebber'in