“Yaşamda haksızlığa uğramamaktan çok haksızlık etmemeye dikkat etmeli ve iyi görünmeye çalışmaktan çok iyi olmaya çalışılmalıdır.” Sadece iyi biri olmaya çalışarak değil gerçekten iyi olarak ve aynı zamanda kötü olanı da iyileştirerek ideal olan bir dünya inşa edebiliriz.
Artık Harekete geçin!!!
Bir günahkâra tevbe kapısını göstererek, aç olan biriyle ekmeğinizi bölüşerek, bir dertlinin derdiyle ilgilenerek, bir borçlunun borcunu ödeyerek, bir düşeni kaldırarak, bir zalimin bileğinden tutup zulmüne engel olarak, bir haksızlık yapana karşı sesinizi yükselterek umut olun! Çünkü İslam, bir umut dinidir. İnsanlara vaazlarda anlatılan, sohbetlerde dinletilen, kitaplarda okutulan o muhteşem örneklerin ve kıssaların gerçek hayatta ete kemiğe bürünmüş karşılıkları ve yaşanmış halleri olmaya gayret edin! Bir gün cebinizdeki son parayı bir garibe verin ve yürüyerek dönün evinize. Sokakları, pazarları, caddeleri adımlayın! Kitapları tahlil ettiğiniz gibi hayatı da tahlil edin! Derslerinizi okuduğunuz gibi insanları da okuyun! Çünkü İslam asla hayattan, çarşıdan, pazardan ve insanların gerçek dertlerinden kopuk bir din değildir. 🏷️Dr. Abdulaziz KIRANŞAL
Reklam
Dünya kurulduğunda haksızlık da bir tutamadı. Ama her yeni kuşak, ne önemi var, diye düşünerek biraz biraz üstüne eklendi, görün bakın şimdi ne durumdayız.
"Aşırı doğruluk, aşırı haksızlık getirir."
İnsan doğasına yavaş yavaş sızan intikam, çok kesin yasalarla tümden yok edilmesi gereken vahşi bir adalettir. Gerçekten de, yapılmış bir haksızlık yasayı bozar, ancak onun intikamını almak, yasayı otoritesi bakımından tümüyle mahveder. Hiç kuşku yok ki, haksızlığın intikamını almak, kişiyi hasmıyla eşitler, buna karşılık kendini tutması onu yüceltir, zira bağışlamak krallara özgüdür. Hatırladığım kadarıyla Süleyman şöyle demiştir: Kusurları bağışlamak insanın şanındandır.
Allah işitendir, görendir diyor din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni. Sonra da oğlanlara dönüp, “Allah cennette size Müjde Ar gibi kadınlar verecek.” diyor. Farkında mısın bilmem ama düşünüyorum da her şeyi hep erkeklere veriyorsun. Biz sadece ellerimizi ve yüzümüzü açabiliyoruz, onlarsa göbekten dizkapağına kadar olan yerlerini kapatıp, geri kalan her yerleri açıkta efil efil gezebiliyorlar maşallah. Şimdi biz bu dünyada kapattık her yerimizi, katlandık sıcaklara ve cennete gittik diyelim, peki, orada da mı her yerimizi kapatıp gezeceğiz? Orada bari tişörtle şort giyme hakkımız olsa! Sadece göbekle dizkapağımızın arasını kapatsak, memelerimizi sallaya sallaya? … Hem erkekler çok güçlü. Babam anneme sandalye fırlattı geçen gün. Demir sandalye. Annemin kolu bacağı mosmor oldu. Annem aynını yapmak istese, daha sandalyeyi kaldıramadan babam onu yere serip dümdüz eder. Haksızlık değil mi bu sence de? Erkeklere burada dört kadın alma hakkı veriyorsun, bir de cennette, etti beş. Kadınlar ise dünyadaki kocalarıyla cennette de evli olacaklarmış. Babaannem öyle diyor. Annem babama bu dünyada katlanıyor zaten, bir de cennette… Cennette bari anneme acı Allahım. Tom Kruyz ver ona mesela. Motosikletiyle gezdirsin annemi, uçağıyla uçursun. Ben de bineyim, hiç uçağa binmedim daha.
Sayfa 25
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.