Aslında çok şeyin farkındayız. Arkamızdan çevrilen dolapların ve çevremizde samimiyetsiz bir şekilde dolaşan insanların. Ama onlar insanlığa ne kadar uzaksa, biz de bir o kadar, iyi niyetlerin yanındayız. Kırmak için değil, mutlu etmek için yaşamaktayız. İyi niyetliyiz ama aptal değiliz, alttan alıyoruz ama saf değiliz. Kötü olmayı beceremiyoruz diye haksızlık karşısında susmaya da taraf değiliz...!
Hz. Şuayb
HZ. ŞUAYB VE NAMAZ AHLAKI Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de, Hz. Şuayb’ı örnek göstererek namazın, kişinin davranışlarına ahlaki yönde katkı sağladığının altını çizer. Buna göre Hz. Şuayb, Medyen halkına ölçü ve tartıda adaletli olmalarını, haksızlık ederek insanların mallarından çalmamalarını ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak başkalarına zarar vermemelerini öğütler. Bu öğütler karşısında Medyen halkı ona şu soruyu sorar: “Ey Şuayb! Atalarımızın taptığı şeylerden yahut mallarımız hususunda dilediğimizi yapmaktan vazgeçmemizi sana namazın mı emredi- yor? Oysa sen gerçekten yumuşak huylu ve aklı başında bir adamsın.” (Hûd, 11/87) Hz. Şuayb örnekliğinde, bu ayet namazın ahlaki bakımdan kişiyi kötülük ve haksızlıklardan alıkoyan yönünü anlatır. Zira bir insan namaz kılıyorsa, Allah’ı anıyor ve O’na ibadet ediyorsa, ahlaki anlamda da ona layık bir kul olması gerektiğini, nihayetinde gün gelip Rabbine hesap vermek zorunda olduğunu sık sık hatırlıyor demektir. Diyanet İşleri Başkanlığı
Reklam
Alıntı
Diyanet Takvimi Ön Yüz: Kore Savaşı başladı. (1950) Onları, emrimiz uyarınca doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlı işler yapmayı, namaz kılıp zekât vermeyi vahyettik. Onlar, bize hep kulluk ettiler. (Enbiyâ, 21/73) Diyanet Takvimi Arka Yüz: HZ. ŞUAYB VE NAMAZ AHLAKI Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de, Hz. Şuayb’ı örnek göstererek namazın, kişinin davranışlarına ahlaki yönde katkı sağladığının altını çizer. Buna göre Hz. Şuayb, Medyen halkına ölçü ve tartıda adaletli olmalarını, haksızlık ederek insanların mallarından çalmamalarını ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak başkalarına zarar vermemelerini öğütler. Bu öğütler karşısında Medyen halkı ona şu soruyu sorar: “Ey Şuayb! Atalarımızın taptığı şeylerden yahut mallarımız hususunda dilediğimizi yapmaktan vazgeçmemizi sana namazın mı emredi- yor? Oysa sen gerçekten yumuşak huylu ve aklı başında bir adamsın.” (Hûd, 11/87) Hz. Şuayb örnekliğinde, bu ayet namazın ahlaki bakımdan kişiyi kötülük ve haksızlıklardan alıkoyan yönünü anlatır. Zira bir insan namaz kılıyorsa, Allah’ı anıyor ve O’na ibadet ediyorsa, ahlaki anlamda da ona layık bir kul olması gerektiğini, nihayetinde gün gelip Rabbine hesap vermek zorunda olduğunu sık sık hatırlıyor demektir. T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı
"Haksızlık karşısında eğilmeyiniz! Zira hakkınızla beraber serefinizi de kaybedersiniz." (Hz. Ali)
... +14
Uslanmadın, akıllanmadın. Normal insanlar gibi bir ömür süremedin gitti. İki gözünü tam açmaya değer görmedin hiç. Ne kazandın ki kaybettiğinde oturup üzülesin, ağlayasın. Hiç uslanmıyorsun ,hiç değişmiyorsun. Her şeye rağmen güz mevsiminde yanık ezgiler besteleyen kara bulutların geçimsiz kıldığı uzun, sessiz, sabahsız gecelerde yıkanarak selama duruyorsun sevdiklerinin karşısında. Görsen nasıl ayağa kaldırıyorlar seni gömüldüğün kabirden. Nasıl bir çırpıda geçiyorsun umutsuzluk çölünü. Hangi alemin kavlince sürüyorsun zaman atını, bilinmez... Hak etmedin hiçbirini. Karşılığı bu olmamalıydı. Kesinlikle haksızlık ediliyor; ama hak ediyorsun. Yine de uslanmıyorsun. Çarmıhını sırtına vurup yokuş çıkmaktan geri durmuyorsun bir an. Anlıyorsun; ama gönül bu, söz geçiremiyorsun, değil mi? Akıl başka kalp başka. Aklî kalp başka, kalbi akl başka işte.
Biraz da başkaldırı. Her zaman sükunet olmaz. Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır!!
Reklam
818 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.