Hz. Ali der ki:
"Haksızlık karşısında eğilmeyiniz.
Çünkü hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz."
Sayfa 94 - Indigo KitapKitabı okudu
Teğmen Cemil:
-'okulda kavga çıkarın, okul yönetimi baskı yapıyor diye arkadaşlarınızı örgütleyin, yasaklanan kitapları gizliden gizliye okuyun, derslere girmeyin, yemekleri boykot edin, sonra da biz haklıyız deyin!!! Asker olacaksınız. Yani emir kulusunuz. Bilmez misiniz, askerlikte bir söz vardır; emir, demiri keser diye...'
Eşref:
-'Ben, haksızlık karşısında asla susmam!!!'
Haksızlık karşısında ses çıkarmayan bizden değildir. O dilsiz bir şeytandır.
Sayfa 110Kitabı okuyor
Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır!
Yıllarca bize öğretilen de zaten bu değil miydi? Aman bir şey olur, bize zarar gelir diyerek haksızlık görsen dahi susmak!
Atsız'ın Kalem Kavgaları ve Kalem Kavgalarında Atsız Üslubu
1930'lardaki kalem kavgaları: Atsız, kalem kavgalarıyla da tanınmış bir isimdir. Onun deyişiyle "mürekkepli kalem tartışmaları” ilk yazı hayatından vefatına kadar sürer. Bu tabiri Atsız, 1956 yılında Ocak gazetesinde yazdığı "Bir Felsefe Öğretmeninin Yanlışları"
Sen de kendince iyi birisin aslında.
"Yavaş yavaş varlığını, benliğini unuttu. Başkalarının hayrı için işleyen bir makine hâlini aldı. Dinç azimkârdı. Kuvvetli bir mantığı vardı. İlk zamanlarda uğradığı müşkülât onu yıldırmadı. Küçükten beri uğraşmaya alışmıştı. Kendisine iyi muamele eden insanlara iyi muamele etti. Fakat haksızlık ve zulüm etmek isteyenler karşısında acz ile boynunu bükmedi. Bilakis onlara son derece huşunet gösterdi."
Sayfa 49Kitabı okuyor
Adalet insanlığın en eski rüyası...
Adalet -insanlığın en eski rüyası ele geçmez bir hedef olmayı sürdürmektedir,
Çünkü hakkaniyet sanatı daha yeni yeni öğrenilmektedir. Eski zamanlarda adaletin gözü kördü, her insanın içinde bulunan insanlığı teşhis etmekten acizdi. Modern çağda insanlar ona gözlerinden birini bağışladılar; bu tek gözlü adalet gayri şahsilik prensibine odaklanmış, kayırma ve iltimasa meydan vermemek için herkese aynı kuralları uygulayan, ama bu arada insanların ne kadar adil ve sistemli olursa olsun- soğuk ve gayri şahsi muamele karşısında neler hissettiğini hesaba katamayan bir adaletti.
Refah devletinin gayri şahsi maddi telafi sistemleri haksızlık ve adaletsizliğin açtığı yaraları sarmaya yetmemiştir, çünkü ziyan olmuş bir hayatı hakkıyla telafi edecek hiçbir şey yoktur, hele ki verimliliği son sınırına vardırmış olan ABD'de bile her sekiz dolarlık vergi gelirinin ancak bir doları yoksul birinin eline geçiyorsa. İnsanların sadece yiyeceğe, barınağa, sağlık ve eğitim hizmetlerine değil, ruhlarını çökertmeyen işlere ve yalnızlığı uzakta tutmaktan daha fazlasına yarayan ilişkilere ihtiyaç duyduğunu ancak iki gözünüz de açıksa görebilirsiniz; insanların birer birey olarak görülmeye ihtiyacı vardır.
Sayfa 456 - AyrıntıYayınları, Dördüncü Basım 2010Kitabı okudu
- Susalım mı konuşalım mı?
"Halkla az, Rabbinle çok konuş!" diyor Muaz b. Cebel.
Susalım mı konuşalım mı?
- "En uzun hapse dil müstahaktır," diyor Abdullah b. Mesud.
- Susalım mı konuşalım mı?
"Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır," diyor Hz. Peygamber.
Susalım mı konuşalım mı?
- "Susmak büyük adamların ticaretidir," diyor
İmam Şâfiî.
Susalım mı konuşalım mı?
Saatine bak!
Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan,hak karşısında konuşan dilli şeytandır.
Sayfa 37Kitabı okuyor
"Haksızlık karşısında susmak, suça ortaklıktır!"
Sayfa 309Kitabı okudu
