Akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içerisindesin.
Midye gibisin kardeşim,midye gibi kapalı,rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
Bir değil
Beş değil,
Yüzmilyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye
Nefesimin son noktasındaydı acın göremedim, iç çekişlerimde fark ettim
Gerçi, acı da denmez ki buna
Bazen acıtsa da
Buruk tebessümümsün işte
Yere bakışımla hüznüm oldun göğe bakışımla huzurum
Karşılıksız olsa da sevgi, her dem güzel.
Ümitliyim hâlâ
Rab'den hiç ümit kesilir mi söylesene
Hem yaşadıklarım ne kadarı ilgili ki seninle
Sadece varoluşun işte
Gerisi ruhumla Rabbim arasında
O yüzden teşekkürler varlığına
İkristalu
Hâlâ hatırlıyorum; son görüştüğümüz gün, hafif yağmurlu bir hava vardı. Güzel bakışlarını zaman zaman gökyüzüne çevirip, "Ben her şeye hazırım, rahat olun lütfen. Ben çoktan pes ettim..." diyerek, hüzünlü bir sesle bana veda eden Ōdera'yı ardımda bıraktığımda tarif edilemez bir yalnızlıkla sarmalanmış bir haldeydim. O gün bilerek taksiye binmedim ve yağmurda tek başıma, ağır ağır yürüyerek eve döndüm.
"Onları öldürdü mü?" başlıklı kısa romandan.Kitabı okudu
"Nasıl! Ölüp gitti işte! Ama ben hala yaşıyorum", diye düşünüyordu her biri yada buna benzer şeyler getiriyorlardı içlerinden.
Yaş büyüttüm, ama yürek büyütemedim. Biri karşıma çıktığında genç kızkenki gibi heyecanlanıyorum hâlâ.
"Sen hala çocuksun.
Bir kadını kızın gibi sevmek akıl işi değil. Yapma, ziyan olacaksın."
YAĞMUR ADAM (RAİN MAN)
Otizm camiasında pek çok kişi, Yağmur Adam (Rain Man, 1988) filmi ile otizm kelimesi arasında adeta eş anlamlılarmış gibi bağlantı kurulmasıdan bıkıp usanmıştır. Yine de hastalıkla ilgili farkındalığı artırmada film hala meydandaki en mükemmel örnektir.
Sayfa 74 - Kaknüs PsikolojiKitabı okuyor
"Sen benimle oynuyordun. Benden nefret ediyordun. Çünkü sevgin nefrete dönüşmüştü. Hatta belki bir çeşit intikam alıyordun benden. Ben farkındaydım. Buna rağmen seni sevmeye devam ediyordum hala da ediyorum. Ben, sana hak vermeye çalışıyordum, veriyordum da. Oysa senin çektiğin acılardan belki daha da fazlasını ben de çekmiştim. Sen beni,
HUKUK VE AHLAK
Hukuk ve ahlak hem dönemsel hem de yereldir. Dinlerin vaaz ettikleri hukuk ahlakı dönemleri için doğru ve makul kabul etsek bile, binlerce yıl sonra hala geçerli olmalarını bekleyemezsiniz. Hukuk ve ahlak da değişir ve gelişir. Yeryüzünde ne yazıldıysa insan yazdı, gerektiğinde yeniden yazar.
1400 yıl önce vaaz edilen İslam’ın kurallarına şaşırıyor ve bunların dinde olmadığını iddia ediyor, patinaj yapıp duruyorsun. Çünkü, yeryüzünde ne yazıldıysa insanın yazdığını ne söylendiyse insanın söylediğini hala içselleştiremedin. Göklerden bir ses gelmediğini sen de anlayacaksın!
Nefes alamıyorum anne!
Yüreğimden gökyüzüne bir kuş uçtu. Ve uçarken büyüdü . Ama hala yüreğimden çıkmadı ...
Mobbing Bank Diyor ki;
Yaşam Kalite Düzeyimiz Nasıl Artabilir?
Yaşam kalite düzeyimizin artabilmesi için ilk önce ortadoğu ve batı sömürge zihniyetinden uzaklaşmamız gerekir.
Yirmi yıldır dinci siyasi ideolojik bataklık ülkemizi böyle bir felakete batının ülkemiz üzerinde bir asır önce ki planlarına hazırlık amaçlı bir çabaya dönüşmesine yol açtı.
Bir asırlık
Sırtımda hala kumların ılıklığını hissediyordum, üzerimde güneş kadar sıcak bir kadın vardı ve kahkahalarla gülüyorduk. Bu gerçekten de dünyanın en komik, en saçma ve en karmaşık evlenme teklifiydi.
Tek kelimeyle mükemmeldi.
ey her şeyi açıklayan, yorumladığın derelerin sesi, mırıltılarında nice anlamlar bulduğumuz ağaçların sesi- ah, gizli aşkım, hepsi, bu katıksız düşler, hücremizin parmaklıklarından akan kül ne kadar da biz hâlâ
Gençlik enerjisiyle tutuşuyorum. İçimdeki şarkıyı hala tüttürüyorum. Bekle beni geliyorum.
Hiçbir şey bilmiyorum artık, gerçekten bir bebek gibiyim. Dahası, sanki her an yeniden doğuyorum. Nereye? Bu gövdeye. Bu yetişkin gövdesine, bu yara bere içindeki iki büklüm, kemikleri çıkmış gövdeye. Bir adım var mı? Ne zamandır buradayım, niçin buradayım, bilmiyorum. Burası deyip duruyorum ama burası neresi? Düşünüyorum, bu bir dünya mı, dünya hâlâ var mı?
Sayfa 8 - Metis Kitap
