HALBUKİ EN ZİYADE HASTA BEN İDİM
Bundan onbir sene evvel, Eski Said'in gafil kafasına müdhiş tokatlar indi, "El-mevtü hakkun" kaziyesini düşündü. Kendini bataklık çamurunda gördü. Meded istedi, bir yol aradı, bir halaskâr taharri etti. Gördü ki, yollar muhtelif; tereddüdde kaldı. Gavs-ı A'zam olan Şeyh-i Geylanî Radıyallahu Anh'ın
Sayfa 355
Zamanda yolculuk yapmak mı istiyorsun? O halde yukarıya bak. O yıldızlarda yaşayan birileri varsa ve sizin gibi göğe bakıyorsa...
Muhtar Paşa kabinesi siyasî bir "hakikat hatası" idi. İttihad kabinesi değildi, ihtilal kabinesi de değildi, İtilaf kabinesi ise hiç değildi. Zira Meclis'te ancak beş on âzâya malik olan bir firkanın kabinesi olamaz. Hatta iddia edebiliriz ki bu kabine, Haláskârların pronunciamentosu neticesinde işbaşına gelmiş olmakla beraber bir Halâskâr kabinesi de değildi. Çünkü kabinenin meydana gelme şeklinden onlar da memnun değildiler. Şu kadar ki o sıralarda vaziyet tamamen Halaskâr grubunun elinde olduğundan kabineyi yeni bir pronunciamento ile düşürmeyişine göre, kabinenin yegane dayanağının Halaskarlar olduğuna şüphe edilemez.
Sayfa 128Kitabı okudu
Aman Allah'ım hayatın ne müthiş anları, ne can dayanmaz manzaraları oluyor. Yalnız senden imdat kabil olan bu anlarda günahsız kullarına niçin halaskâr birer melek göndermiyorsun?
Sayfa 261Kitabı okudu
Hammer:
“1396 Haçlı Seferi için yola çıkan Fransız şövalyeleri ve yardımcıları, sadece Macaristanı ve Bizans'ı kurtarmak için değil, Türkleri Asya'daki müstahkem yerlerinde ezmek, mukaddes makamları Mısır Sultanının pençesinden kurtarmak fikriyle oralara gidiyorlardı. Bunların bazıları şüphesiz Niğboludan öteye de gittiler, fakat bir fatih, bir halaskâr olarak değil, köle ve esir olarak."
