atatürk mevlidi
Ger dilersiz bulasız oddan necât Mustafâ-yı bâ Kemâl'e essalât. Ol Zübeyde, Mustafâ'nın ânesi Ol sedeften doğdu ol dürdânesi! Gün gelip oldu Rızâ'dan hâmile Vakt erişti hafta ve eyyâm ile. Geçti böyle, nice ay nice sene Vakt erişti bin sekiz yüz seksene. Merhaba ey baş halâskâr merhaba Merhaba ey ulu serdâr merhaba!
Amerikan üslûplu Yeni dalkavukluk: Yes! İki muhalif parti, Kaz dolu iki kümes. Eskiler alayımcı, Satar kendini nevres. Yırtardı Donkişot'u Dirilseydi Servantes. Arslan aç oturmakta Balı yemekte mekes. Sâdık çula bürünmüş, Hainin sırtı canfes. Alçağa lâyık silâh Kurşun değil, domates. İtimat et, bizimle Taharet bulur hades. Bekliyoruz müjdeni, Işıklar var, muhasses. Sor, halimiz bir şeye ihtiyaç eder mi mes? Vâde doldu, lütfuna Ne gün oluruz destres? Halâskâr yine sensin, Sensin yine medetres! Sana son sözüm şudur Allah bes, bâki heves!
Sayfa 13 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Acaba Hâlık-ı Semavat ve Arz'dan başka hangi sebeb var ki, en ince ve en gizli hatırat-ı kalbimizi bilecek ve bizim için istikbali, âhiretin icadıyla ışıklandıracak ve dünyanın yüzbin boğucu emvacından kurtaracak, hâşâ, Zât-ı Vâcib-ül Vücud'dan başka hiçbir şey, hiçbir cihette onun izni ve iradesi olmadan imdad edemez ve halaskâr olamaz.
Sayfa 179Kitabı okudu
Vay bee :)
Ben, Risale-i Nur’a kavuşuncaya kadar matbuatımızda ve kitaplarımızda Kur’ân-ı Kerimin kıymetini anlatan tek bir yazı okumamıştım. Sonradan anladım ki, Kur’ân-ı Kerimi yarım asırdan fazladır, bizde yetişen ediplerden ziyade, ecnebibüyükleri takdir ediyorlarmış. Amerika’da Beyaz Saray’da bütün dünyanın ve kâinatın güneşi olan Kur’ân-ı Hakîm yeşil ipekliler arasında lâyık olduğu yüksek mevkie konuyormuş. Mucitler, feylesoflar, psikologlar, sosyologlar, pedagoglar Kur’ân-ı Kerimi esas tutarak yazılmış olan eserleri okuyorlar; o şahsiyetler bu mukaddes kitaptan aldıkları malûmat ile eserler yazarak dünya çapında şöhret kazanıyorlar. İnsanlığa, milletlerine hizmet ediyorlarmış. İsveç, Norveç ve Finlandiya’da en büyük ilim adamlarından müteşekkil bir heyet meydana getirmişler, gençlerin kurtuluşunu sağlayacak halâskâr bir kitabı senelerce aramışlar, nihayet gençliği en yüksek ahlâk ile ahlâklandırmak ve dünyada açık fikirli, müstakim ilim adamı yapmak için Kur’ân-ı Kerimi okutmanın yegâne çare olduğu neticesine varmışlar.
Sayfa 298Kitabı okudu
Said Nursî, Eski Said tabir ettiği gençliğinde felsefede çok ileri gitmiştir. Garb'ın Sokrat'ı, Eflatun'u, Aristo'su gibi hakikatli feylesofları ve Şark'ın İbn-i Sina, İbn-i Rüşd, Farabi gibi dâhî hükemalarından felsefe ve hikmette Kur'an-ı Hakîm'in feyziyle çok ileri geçmiş ve Kur'an'dan başka halâskâr ve hakiki rehber olmadığını dava etmiş ve Risale-i Nur eserlerinde ispat etmiştir.
396 syf.
9/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Halaskâr
Nereden başlayım, neyi hangi birini anlatayım bilemedim inanın! 1. Dünya Savaşı sürerken ülkemizin yaşadığı dramı mı, yoksa cephede açlıktan, soğuktan inim inim inleyen kahraman askerlerimizi? Bilmiyorum, bildiğim birşey varsa o da Türk Milleti'nin her zaman zorluklarla mücadele ettiği. Diyordu ya merhum Gazi Faik Tonguç: ''Dünyada Türk askerinden
Birinci Dünya Savaşı’nda Bir Yedeksubayın Anıları
Birinci Dünya Savaşı’nda Bir Yedeksubayın AnılarıFaik Tonguç · İş Bankası Kültür Yayınları · 199938 okunma
Reklam
408 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.