Hepimiz içimizde,gizli,nazik davranışlarla üstü örtülen ama bir tehdit algıladığımız zaman hemen o keskin dişleriyle ortaya çıkan bir timsah taşıyoruz.
Evet,insan ömrünü iki kere ikinin peşinde geçirir,bu uğurda denizler aşar,yaşamını harcar ama aradığı gerçeği eline geçirmekten inanın ki korkar.Eğer elde ederse,artık arayacak başka birşeyinin kalmayacağını bilir.
Yemin ederdim ki,yüzünü gördüğümden beri tüm dünya bir hayal,tüm dünya hileli.
Bahçe şaşırmış.hangisi yaprak,çiçek hangisi..
Kuşlar kendinden geçmiş;bilememiş hangisi tuzak hangisi kuş yemi.
Herşeye rağmen, mutluluktan ölünebiliyorsa, o zaman kesinlikle bu şekilde öleceğim. Ayrıca, ölüm döşeğindeki birisi, mutluluk sayesinde hayata tutunabiliyorsa o zaman ben de hayatta kalacağım.. ''
Eğer hak ediyorsam, sol yanıma üflediğim duaları kabul edecek olan da O'ydu.Ama babamında dediği gibi ben odunun eğrisinden bile vazgeçersem bu olabilirdi.
Ferâmûş et gam-ı ferdâyı Bâkî
Bugün sıhhatdeyiz minnet Hudâ’ya
(Gelmesinden endişelendiğin dertleri, kederleri bırak bir kenara ey Bâki !
Bugün sıhhatteyiz şükür Allah 'a)
Yek-dil olmaya dair Farisî bir beyt:
Her ki yek câ heme câ Her ki heme câ hîç câ
(Yani, bir yerde olan her yere kavuşur; her yerde olan bir yer bulamaz.)
Düşünsenize iki ayrı doktordan reçete alıp uygulamaya çalışan zavallı hastanın halini. Hem çekmediği kalmaz, hem de başına bir iş geldiğinde her iki doktor da sahip çıkmaz, “tavsiyelerime uymadı ki” der.
"İnsanlar yaşama nedenlerini pek çabuk öğreniyorlar," dedi yaşlı adam, gözlerinde beliren
acıyla. "Belki de gene aynı nedenle hemen pes ediyorlar. Ama, dünyanın hali böyle işte."