Sınıflar ve milletler arasındaki mücadele, insanların haysiyetlerindeki müsavilik ve haklar tanınıncaya kadar devam edecektir.
Memleketimizde Erzurum’dan, İzmir’e kadar kanlı bir yol vardır. Orada ölenlerin her biri isimsiz ve memleketlerini esirlikten kurtarıp hür ve müstakil bir yurt yaratmak için canlarını vermişlerdir. Onlardan biri olmak ve o yolda can vermek benim için daima kâfi bir mükâfattı.
Reklam
Mustafa Kemal Paşa deniz fenerlerini hatırlatıyordu. Işık saldığı zaman göz kamaştıracak kadar parlak, fakat ışık söndüğü zaman bir şey görmek ihtimali yok
Demiryolunda ufak bir tamir yapmak gerekiyordu. Çok geçmeden bunun bir tertip olduğunu anladım ve Mustafa Kemal Paşa’nın kudretine hayran oldum. Onun düşüncesi, Eskişehir’de treni durdurup İstanbul mebuslarının ne söyleyeceklerini anlamaktı. Her zamanki gibi, altı saat duracak yerde, Eskişehir’de iki dakika kaldı. Sonra tren, Ankara’ya hareket etti.
Sevdiğimiz her şey esasen bizimdir. Kalbimizin içindedir. Ona o kadar sahibiz ki, dünyanın orduları kalbimizden onu koparıp atamaz.
- Sen hiç sevdin mi? - Sevmesem insan olmam. Her zaman severim, hem de ne kadar çok...
Reklam
Hepimiz geçici birer gölgelerden başka bir şey değiliz.
—Niçin ağlırsın, Hanımefendi? —Galiba biraz kalbim ağrıdı, Haso. — Her zaman ağırır mı? — Eski bir ağrı, Haso, geçti, merak etme.
Sayfa 196 - Can Yayınları 4. BaskıKitabı okuyor
Sesini işitmek için, içinde kuvvetli bir arzu vardı.
Sayfa 191 - Can Yayınları 4. BaskıKitabı okuyor
Esasen gönülden gönüle giden anlaşmada ne lisan, ne adet, ne de yaş ve cinsin mâni teşkil etmesi mümkündür.
Sayfa 189 - Can Yayınları 4. BaskıKitabı okuyor
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.