Sultan Abdülhamit'in tahttan indirilmesi..
Meclis büyük tereddütlerden sonra Sultan Abdülhamit'i tahttan indirmeye karar vermişti ama Fetva Emini Hacı Nuri Efendi fetva (dini izin) vermemekte direniyordu. İttihatcıların, padişahın indirilmesi için gösterdikleri sebepleri geçerli bulmuyordu. Bunun üzerine İttihatcılar s radan bir din adamından yarı zorla bir fetva aldılar. Saraya
Sayfa 114Kitabı okudu
Gadiru Humm, Mekke ile Medine arasında küçük bir gölün bulunduğu bir yerin adıdır. Hz. Peygamber, Veda Haccından dönerken burada konaklamıştı. Hz. Peygamber, Hz. Ali’yi yanına çağırdı ve onun elini tutup kaldırarak şöyle buyurdu: “-Ben kimin mevlâsı isem, bu (Ali) de onun mevlasıdır.” Daha sonra ellerini açarak şu duayı okudu: “-Allahım, onu seveni sev; ona düşman olana düşman ol!” Şii geleneğinde, bu vak’ayla Hz. Ali’nin ümmete sadece veli ve vasi değil; aynı zamanda imam ve halife tayin olunduğu ileri sürüldü. Diğer taraftan Hz. Peygamber’in sözünde geçen “mevlâ” dost, efendi, arkadaş ve veli demektir. Hz. Peygamber, her müslümanın velisidir, dostudur. Hz. Ali ile olan münasebeti de böyledir. Ayrıca Hz. Ali’nin torunu Hasan el- Müsenna’ya Gadiri Humm hadisi hakkında sorulmuş; ama o: “…Fakat bununla emirliği ve sultanlığı kastetmedi.Öyle demek istemiş olsa idi, bunu açıkça söylerdi; çünkü Resulullah, Müslümanların en fasih olanıdır…” demiştir.
Reklam
Artık Sultan Osman ümidini kesmişti. Yeniçeri ihtiyarları kendisini halife olarak kabul etmiyorlar, deli , saltanat namına ayıp bir vücudu layık görüyorlardı.
Bizim dünya gözündeki en büyük güç ve kudretimiz, yeni şekil ve mahiyetimizdir. Hilâfet makamı esaret altında olabilir. Halife unvanını taşıyanlar, yabancılara sığınabilirler. Düşmanlar ve halifeler el ele verip her şeyi yapabilecek bir işbirliğine girişebilirler. Fakat yeni Türkiye'nin rejimini, politikasını ve kuvvetini hiçbir şekilde sarsamazlar.
Yarın, huzûr-i İlâhî’de, kimseler, Ömer’in Şerîk-i haybeti olmaz, bugünlük olsa bile; Evet, hilâfeti yüklenmeyeydi vaktiyle. Kenâr-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu, Gelir de adl-i İlâhî sorar Ömer’den onu! Bir ihtiyar karı bî-kes kalır, Ömer mes’ul! Yetîmi, girye-i hüsrân alır, Ömer mes’ul! Bir âşiyân-ı sefâlet bakılmayıp göçse: Ömer kalır yine altında, hiç değil kimse! Zemîne gadr ile bir damla kan dökünce biri: O damla bir koca girdâb olur boğar Ömer’i! Ömer duyulmada her kalbin inkisârından; Ömer koğulmada her mâtemin civârından! Ömer halîfe iken başka kim çıkar mes’ul? Ömer ne yapsın; İlâhî, beşer zalûm ü cehûl ! Ömer’den isteniyor beklenen Muhammed’den... Ömer! Ömer! Nasıl aldın bu bârı sırtına sen?
Halife olarak bilinen siyasi ve manevi mirasçıları, Orta Doğu'dan Kuzey Afrika'ya kadar uzanan toprakları yöneten bir dizi halifelikle (Dört Halife, Emevi, Abbasi, Fatımi, Eyyubi, Memluk ve Osmanlı) İslam'ın etkisini İber Yarımadası, ve Asya'dan Hindistan'a kadar genişletmeye devam etti
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.