Cihânın aşkı geniştir oysa senin sinen dardır Aşk hikâyesi uzundur oysa senin elin kısadır.
Sayfa 128 - Aynü'l-Kudât El-Hemedânî
"Lâ ilâhe illallah" demekle "La ilahe illallah" olmak arasındaki büyük fark vardır.
Sayfa 98 - Aynü'l-Kudât El-Hemedânî
Reklam
Allah'ı görmedikçe mü'mine rahat yoktur.
Sayfa 88 - Aynü'l-Kudât El-Hemedânî
...peygamberler ma'rifeti yüce mertebeden vahiyle elde ederken, müşahede erbabı olan ârifler daha aşağı bir mertebeden ilham yoluyla elde ederler. Buna göre dünyada peygamber ve âriflerden başka akıl ötesi mertebesine kimse ulaşmaz; ârifler dışındaki insanların bu mertebeye erişmesi de ancak öldükten sonra olur.
Sayfa 94 - Aynü'l- Kudât El-Hemedânî
Başımda aşkının öyle nazı var ki...
Sayfa 52 - Aynü'l-Kudât El-Hemedanî
Ona göre insanın değeri peşinde olduğu bilgiyle, mutluluğu ise Allah'a dair maʼrifetiyle doğru orantılıdır.
Sayfa 84
Reklam
Darağacına doğru yürüdüğünde onları yakalayıp şu âyeti okudu: "Zalimler de nasıl bir inkılab ile devrileceklerini, yakında öğreneceklerdir. (Şuarâ, 26/227)
Sayfa 66 - Aynü'l-Kudât El-Hemedanî
Aynü'l-Kudât'ın öldürülmesi daha çok birtakım siyasi beklentiler, âlimlerdeki kıskançlık ve taassub, Aynü'l-Kudât'ın eleştirilerindeki sert ve yaralayıcı dil, Selçuklu yönetimine karşı muhalif duruşu ve yöneticilerin yanlış uygulamalarına karşı çıkıştaki gözü karalığa varan cesareti vb. sebeplere bağlanmıştır. Ancak bütün bunlara ilave edilmesi gereken bir başka sebep ise kendinden iki yüz yıl önce aynı sona maruz kalan Hallac-ı Mansûr için de geçerli olan "sırrın fâş" edilmesi meselesidir.
Sayfa 63
"Bil ki, Allah peygamberleri müjde vermek ve ikaz etmek için göndermiştir. Hz. Muhammed (s.a); Arap, Acem, siyah, kırmızı bütün insanlara, kendisini destekleyen apaçık mucizelerle gönderilmiştir. Onun şerîatı, bazı şerîatları istediği şekilde nesh etmiş bazılarını ise desteklemiştir. O, peygamberlerin sonuncusu insanoğlunun efendisidir. Nübüvvet peygamberlere ait kemallerden ibarettir, kimsenin kendi sermaye ve gayretiyle ona ulaşmalarına imkan yoktur."
Sayfa 61 - Aynü'l-Kudât El-Hemedanî
Şeyh Bereke Hemedânî
Mesela Bereke "el-Hamdülillah"tan, yani Fâtiha ve Kur'ân'dan birkaç süreden başka bir şey bilmiyordu. Bunları da şartlarını tam olarak yerine getirip okuyamazdi. "Kāle, yekülü" nedir bilmezdi. Doğrusunu istersen Hemedânî'nin dilinden bir sözün düzenli bir şekilde söylendiği de görülmemiştir. Ancak ben biliyorum ki Kur'ân'ı doğru bir şekilde sadece o biliyor, fakat ben bilmiyordum. Elde ettiğim bazı bilgiler de onun sayesindedir. Ben bu bilgileri onun bana açıklayıp öğretmesi yoluyla değil, onun hizmetinde bulunmakla elde etmiştim.
Sayfa 41 - Aynü'l-Kudât El-Hemedanî
51 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.