Halil Cibran'dan kısa bir hikâye:
"Bir istiridye, yanındaki bir istiridyeye, 'Çok acı çekiyorum, içimde dayanılmaz bir ağrı var, tahammül edemiyorum' demiş. Öbürü halinden memnun ve umursamaz bir şekilde şu cevabı vermiş: 'Denizlere şükürler olsun, ne ağrım ne sızım var, hem içim hem dışım o kadar sağlıklı ki!' O sırada yanlarından geçen ve bu konuşmaya kulak misafiri olan yengeç umarsız istiridyeye dönerek şunu söylemiş
Dostunun ağrısı taşıdığı muhteşem inci sebebiyledir. "