Ercan Taylan

Ercan Taylan
@haliltlnercn
“ Uzun bir yoldan sonra denizi görmek gibisin..” Yeni hesap
Veteriner Tek.
30 Haziran 1998
9 okur puanı
Nisan 2021 tarihinde katıldı
80 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Merhaba arkadaşlar, bu benim ilk incelemem, ilk kitap okuyuşum değil tabi ki :) Kitaplarla daha önce pek aram yoktu. Ama yakın çevreniz' de, kitap kurdu olan tanıdıklarınız olduysa bu mümkün. Cengiz Aytmatov'u da bu sayede tanıdım. Çok güzel bir tanışıklık oldu, geç oldu ama güzel oldu. İlk okuduğum eseri değil tabi ki, ama incelemem Cemile romanı'na kısmet oldu. Aytmatov bu eserinde klasik bir aşk hikayesini anlatıyo bize, o dönemin duyguları yansıtıyo, hayal dünyamıza işliyor âdeta, öylesi bir dönem de, böylesi duyguları hissetmek muazzam birşey. Aytmatov'u ve eserlerini anlatmakla bitiremeyiz. Zaten romanın'da diyo "İnsan herşeyi anlatamaz kelimelerde herşeyi anlatmaya yetmez." :) Cengiz Aytmatov'u tanıyın, tanışın arkadaşlar. Mutlaka okuyun. Belki sizde eserlerin' de kendi hayal dünyanıza denk gelirsiniz. Kitap hakkında kendim nacizane birşey eklemek istiyorum. :) Aşkın peşinden gidin arkadaşlar, varsın yol taşlı olsun, emanetin bilincinde olursan Ne yol zor gelir, ne de yük.. Herkese keyifli okumalar dilerim... :)))
Cemile
CemileCengiz Aytmatov · Nora Kitap · 201832,8bin okunma
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
“Sonbaharda her zaman senden bir şey vardır..”
Nedir bu kuş, bilmem ki? Sonbaharda bulutlar turunç renklidir. Sonbaharda yapraklar konuşur. Lodoslu İstanbul denizi ne baş döndürücü şeydir! Bir lodoslu günde vapura atlayıp her ipin, her madenin ıslık çaldığı bir vapurda Adalara gidip gelirim. Akşamüstü bazen Köprü´nün ortasında durup Sultan Selim´in arkasındaki bulutlarda kırmızı rengin oyunlarını seyrederken, bir sahra vahasında muazzam bir şehir, bir eski Bağdat, bulutlardaki deniz muharebesini seyrederdim. Tramvaylar o şehri taşır, vapurlar o bulutlar şehrinin muhariplerini götürür, biz, bu hakikî şehrin sakinleri, tiyatro seyircileri gibi sessiz, âdeta geçenler bile durmuş gibi olur, seyrederiz. Minareden minareye asılı kırmızılıklar, portakala, Trabzon hurmasına benzer yemişler sarkıtan sonbahar akşamlarında ben bıldırcını hatırlarım. Hepsini, bulutlardaki eski Bağdat´ı, minarelerdeki ananasları, insanların eski elbiselerindeki şaşaayı, hamal çocuğunun çıplak ayaklarındaki renkten çizmeleri, ayyaşın etrafını saran eski şarap hâlesini, hepsini; bütün bu yalancılığı, binbir gece hikâyelerinin ancak çocukları saran rûyasını, hepsini bir tarafa bırakıp bir beli kuşaklı adamın iplere dizip meyve hevengi gibi götürdüğü bıldırcınları düşünürüm. Ben, serçeleri de, atmacaları, saka, florya, isketeleri de severim, hattâ uzak memlekete kuşlarını rûyalarımda görür, bazan şiir yazacak gibi olduğum zamanlarımda, papağan, tavuslar, cennet kuşları da görür gibi olurum...
Bir Sonbahar Akşamı
Bir Sonbahar AkşamıSait Faik Abasıyanık · Yapı Kredi Yayınları · 2009138 okunma