Teknoloji büyük ölçüde büyük miktarlarda para ve çok sayıda insan gerektiriyor. Mühendis böyle bir ortamda çalışıyor ve bu kaynakların elde edilebilirğiyle kısıtlı bulunuyor. Bu biraz ironik ; çünkü halk arasındaki klişileşmiş kanıya göre , mühendisler "şeyleri" insanlardan daha çok önemserler ve özellikle para yönelimli değillerdir. Atölyelerinde veya laboratuvarlarında çalışmaktan ve zeki olmaktan hoşnutturlar. Mühendislik öğrencileri genellikle bu klişeye kapılıp mühendisliği seçerler , çünkü mühendisliğin şirket içi politikalar ve "kar- zarar sonuçları" gibi şeyler hakkında düşünüp sıkılmaktan kaçmanın bir yolu olduğunu sanırlar. Böyle öğrencilerle karşılaştığımda bıyık altından gülerim hep çünkü bilirim ki çok geçmeden acı gerçeği öğreneceklerdir. Aslında başarılı mühendisler hem parayı hem de insanları yöneten başarılı yöneticiler olurlar genellikle.
Musul Çeşmesinden Su İçmek Musul'da, Yunus Nebi zamanından kalma bir çeşme varmış. Suyundan içen masumlara şifa, zalimlere zehir olurmuş. Ne zaman şehre bir zalim vali gönderilse, halk bir müddet sonra onu götürüp bu çeşmeden su içirir ve birkaç günde göçürterek zulmünden kurtulurmuş. Musul'un zarif kişizadeleri arasında, zalimlere karşı "İçtiğin Yunus Nebi çeşmesi ola!" demek, bir darbımesel olmuş. Garip olan o ki zalim valilerin hepsi, bu sözü nezaketle söylenmiş bir dua sanıp "Allah razı ola!" cevabını verirmiş. Dilimize Osmanlı kültüründen yansıyan bu deyim de zalim yöneticiler hakkında hâlâ kullanılmaktadır.
Reklam
392 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Platon, "Devlet" adlı eserinde ideal devletin nasıl olacağını belirtmiştir. Bu devlette insanlar üç sınıfa bölünmüştür; Çalışanlar (işçiler, çiftçiler, zanaatkarlar), bekçiler (askerler) ve yöneticiler. İşçi sınıfı çalışıp üretimde bulunarak devletin maddi ihtiyaçlarını karşılar. Bekçiler sınıfı toplum içinde güvenliği ve dışarıya karşı devletin varlığını savunur. Yöneticiler sınıfı ise devleti yönetir. Bu toplumda her sınıfın bir erdemi vardır. İşçi sınıfının erdemi kanaatkâr olmak, bekçi sınıfının erdemi cesaret, yöneticilerin erdemi ise bilgeliktir.Ayrıca bu toplumda Kadın-Erkek eşitliği mevcuttur. Platon’un açtığı bu ütopik devlet anlayışı yolu, gelecekte hem doğu hem de batı felsefelerinde temsilciler bulmuştur. Platon’un 2400 yıl önce yazdığı “Devlet” adlı ünlü kitabındaki görüşleri, 2400 yıl sonra da geçerliğini koruyor. Bilge filozof “Demokrasi bir eğitim işidir!” diyor ve ekliyor: “Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse, oligarşi (ayrıcalıklı bir grubun hâkim olduğu yönetim şekli) meydana gelir. Devam edilirse demagoglar (hizipçiler, lâf ebeleri, halk avcıları) türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar!”
Devlet
DevletPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201926,9bin okunma
Devletlerin güçlülük ve zayıflığı, milletlerin ilerleme ve gerilemesi, yalnızca devlet idarecilerinin ehliyetli ve tecrübeli oluşlarından veya beceriksizliklerinden ileri gelmez. Yöneticiler iyi veya kötü, kahraman veya zalim olsun, onlar kendi milletlerinin birer yansıması, millî ruhun birer kopyasıdırlar. Onlar, halk kitlesinin içinden doğmuştur. Bir millet nasılsa, yöneticileri de onlar gibidir. İşte bu sebeple eskiden beri: "Her millet, lâyık olduğu idareye ve idarecilere sahip olur." denilmiştir. Grigory Petrov-Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Kahramanlar ve Millet Bazı devletler şiddetli buhranlar geçirirler ya da bütünüyle mahvolurlar. Bazı milletler ise yaşantılarını bilgece bir güzellik içinde düzenlerler. Bu örneklerin her ikisi de yalnızca devlet adamları, milletvekilleri, senatörler ve çarlar için önem taşımayıp, toplum bireylerinden her birini de ilgilendirmesi
Halkını cehalet ve sefalete teslim eden yöneticiler yok olmaya, cehalet ve sefalete sürükleyen yöneticileri seçen halk ise köle olmaya Mahkûmdur Mustafa Kemal Atatürk
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.