_Mustafa Kemal, bir Türk’tü; Türk olmaktan gurur duyuyor; “Türkiye Türklerindir” parolasıyla yaşıyordu. Ne Tanrı’dan, ne bir kişiden ne de kurumdan çekinmeyen, tam bir devrimciydi. Onun için resmi ya da kutsal olan hiçbir şey yoktu. Türkiye’yi Padişah’ın ehliyetsizliğinden ve despotizminden olduğu kadar, yabancıların pençelerinden kurtarmakla
Sosyo-politik meşruiyetin bu şekilde sorgulanması, yeni bilimsel tutumla birleşiyor: Kahramanın adı halk, meşruiyetin alameti onun uzlaşısı, normlaştırma tarzı da konuşup tartışma. İlerleme fikri buradan doğal olarak çıkıyor: Aslında bilginin birikimini sağladığı varsayılan hareketten başka bir şeyi temsil etmiyor, fakat bu hareket yeni sosyo-politik özneyi de içine alacak şekilde genişliyor. Bilginler topluluğunun doğru ve yanlış konusunda kendi içinde tartışması gibi, halk da haklı ve haksız konusunda kendi kendisiyle görüşüp danışma halinde; o topluluk nasıl bilimsel yasalar biriktiriyorsa, halk da aynı şekilde medeni yasalar biriktiriyor; topluluk nasıl yasalarını yeni bilgilerin ışığında gözden geçirip yeni "paradigmalar" üretiyorsa, halk da aynı şekilde kurucu hükümlerle uzlaşısının kurallarını yetkinleştiriyor.
Sayfa 61 - Bilgesi Yayınları, 2013.Kitabı okudu
Reklam
Cumhuriyetin en basit tanımı "halk yönetimi"dir. “Türk milletinin karakterine ve âdetlerine en uygun yönetim şekli cumhuriyettir" diyen Atatürk çok haklıydı. Çünkü İslam öncesi Türklerde bir tür "halk yönetimi" vardı. Türkler özgürlüklerine çok düşkünlerdi. Ancak zaman içinde sultanların/padişahların/halifelerin baskısı altında kalmışlardı. Atatürk'ün "Vatandaş İçin Medeni Bilgiler" kitabındaki ifadeleriyle: "Türk milleti en eski tarihlerinde meşhur kurultaylarında devlet başkanlarını seçmeleriyle demokrasi düşüncesine ne kadar bağlı olduklarını göstermişlerdir. Son tarih devirlerinde Türklerin oluşturdukları devletlerde başlarına geçen padişahlar bu usulden ayrılarak baskıcı olmuşlardır." Saltanat düzeni, Türklerin özgür ruhlarına tamamen aykırıydı. Türkler, egemenliklerini saraya, sultana kaptırmamak için çok mücadele ettiler. Bu nedenle dışlandılar, öldürüldüler, merkezden çevreye itildiler. Kendi kurdukları imparatorluğun "ötekisi" olmak zorunda bırakıldılar. Türk milleti yüzyıllarca devam eden bu saltanat baskısından, kendi yurdunun ötekisi olmaktan, kula kulluk etmekten cumhuriyet sayesinde kurtuldu.
Sayfa 227 - İnkılap YayıneviKitabı okudu
Fahrettin Paşanın Filistin Hakkındaki Anıları #1
Aldığımız emir üzerine tümen YAFA civarında kalarak Akdeniz sahillerinin muhafazasına memur edildi, bu sebeple de bütün karargâh Yafanın güneyinde UYUNKARA isminde bir YAHUDİ köyüne yerleşti. Biz de böylece FİLİSTİNİ ilk defa görüyorduk. Burada o zamanki Filistin ile ilgili olarak bazı bilgiler vermeyi yerinde buluyorum Akdeniz in Doğusu boyunca uzanan Filistin iki kısımdır. Birisi, Kuzey den Güney e uzanan dağlık, diğeri deniz boyunca alçak arazidir. Dağlık bölgedeki köylüler havanın güzelliğinin tesiri ile olacak daha zinde ve çalışkan, alçak arazideki halk ise daha çelimsiz ve uyuşuktur. Sahildeki kasabaların ticaret ve gemicilikle geçinen halkı ise az, çok kültürlü insanlardı. Bizim idaremizde olan bu bölge, Merkezi KUDÜS olan müstakil bir sancak (il) idi. Hükümet in en büyük meşgalesi Küdüs te Hıristiyanların büyük yortu günlerinde mezhep kavgalarına mani olmaktı. Bu Güzel ve bereketli bölgenin istidadı, ile mütenasip kalkınmasına çalışılmıyor, daha doğrusu kıymeti takdir edilmiyor , her şey olduğu gibi bırakılıyordu.
Sayfa 130 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
( Rüya Yorumlama Sanatı )
_Yorumlanmamış bir rüya, okunmamış bir mektuba benzer. Talmud _Çevremizin bize zorla giydirdiği kıyafeti, rüyada çekip atarız. Rüyasal gerçeklik içinde artık her arzumuz gerçek olabilir. Usta bir insan, kendisini anlayabilmek için, rüyalarını anlamaya çalışır. Bu, kişiliğin genel kalitesini anlamaya yöneliktir. Emerson _Rüyamda kelebek olduğumu
_Kanatsız uçmaya kalkışma! _Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm. _O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma! _Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise
Reklam
945 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.