Müzik parçasını bir bütün olarak idrak ederiz. Müzikal algı ya da belleği harekete geçiren süreçler ne olursa olsun, bir müzik parçası bir defa öğrenildi mi bireysel unsurlardan oluşan bir küme halinde değil, tamamlanmış bir prosedur ya da performans halinde muhafaza edilir; mūzik ne zaman hatırlanacak olsa zihin/beyin tarafından icra edilir, ister aklımıza takılan melodiler ister halusinasyon olarak durup dururken patlak verdiğinde de aynı durum söz konusudur.
Müzik beyinde en fazla alanı uyaran aktivitedir, müzik terapisinin birçok rahatsızlıkta faydalı olmasının bir nedeni de budur.
Reklam
Doyurulmayı bekleyen gereksinimler kimi zaman halüsinasyonlar doğurur: Susuzluk suyu hayal eder, aşka duyulan gereksinim de ideal bir erkek ya da kadını.
Halüsinasyonlar niye karanlıkta yüzeye çıkar? Rüya görmenin sinirbiliminden bildiğimiz kadarıyla, her şey rüya görmenin açma/kapama düğmesini barındıran beyinsapında başlar. Yorganı başımıza çekip, sadece ay ışığının aydınlattığı yatak odamızda REM uykusuna daldığımızda beyinsapı rüya yolağını başlatır.
(...) şizofreni ve diğer psikotik bozuklukların şizotipal bozukluk da tartışılmaktadır. Bu bozukluklar 1- sanrıların varlığı, 2-halüsinasyonlar, 3- dezorganize düşünce, 4-katatonik özellikler dahil deorganize veya anormal motor davranışlar ve 5- duygusal sığlaşma ve uygunsuz duygulanım gibi negatif semptomlar ile karakterize edilir. Şizofreni tanısı, biri mutlaka '1', '2' veya '3' olması gereken bu beş ana alandan en az ikisini içerir. Şizofreni tanısı belirgin mesleki veya sosyal işlev bozukluğu ile ilişkilidir. Sanrıların, halüsinasyonların veya dezorganizasyonun belirgin olduğu 1 aylık etkin faz da dahil olmak üzere semptomlar en az 6 ay varolmalıdır. "Şizofreni" terimini ortaya atan İsviçreli psikiyatrist Eugen Bleuler, bu "bozukluk grubunun" temel semptomları olarak kararsızlık, otizm, duygusal sığlaşma ve dezorganize düşünceyi (çağrışımlanın gevşemesi) tanımlar (Bleuler, 1911).
Şizofreni spektrumu bozuklukları, sanrılar, halüsinasyonlar, dezorganize (dağınık) düşünceler, motor anormallikler ve/veya negatif semptomların varlığı ile nitelendirilir. Davranışsal olarak şizofreni hastaları, sosyal geri çekilmeye veya saldırgan davranışa neden olan, yaklaşma ve kaçınmayı düzenlemede büyük zorluklar yaşarlar. Şizofreninin evrimsel hipotezleri çoktur, ancak hiçbiri sendromun ya da sendromların tüm fenotipik yönlerini kapsamaz. Şizofreni için genetik risk, kısmen, pozitif seçilimden gelen genlerle oluşur; bu bağlamda, düşen doğurganılığı telafi eden üreme avantajı henüz bilinmemektedir. Şizofreni için çevresel risk etkenleri, şizofreni hastalarının yabancılara maruz kalmaya karşı Özellikle hassas oldukları hipotezine yol açan yoksulluk, göç ve kentliliği içermektedir. Daha genel bir bakış açısıyla, şizofreni ile ilişkili birçok belirti ve semptom, evrimsel bir bakış açısıyla yorumlanabilir. Bunlar işbirliği ve güven (paranoya), çiftleşme (sanrısal kıskançlık, erotomani) ve sosyal rütbe (katatonik stupor, mutizm) dahil olmak üzere sosyal yaşamın çeşitli yönleriyle ilgilidirler.
Reklam
664 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.