Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eskilerin ölülere hamuş demelerini anlıyordum şimdi. Ölmek susmak demekti ve konuşmak yaşamak.
... hâmuş...
Sussam öldürürler, susmasam öldüm.
Reklam
“Bir mevsimi baharına geldik ki âlemin Bülbül hâmuş, havz tehî, gülistan harap.” Keçecizâde İzzet Molla
Elif bir bilinmezdir, bir sırdır gizdir... Harekesiz, yalansız, yanlışsız... Tek bir harfle sessiz kalmak, kor gibi yanmak, hamuş olmak, sessiz ve derinden sevmektir..
Ağzımızdan çıkan sözlerden bir ömür mesulmüşüz gibi bir çağdayız. Ne tuhaf. Hâlbuki insanın fikri de değişir zihni de, aksi hâlde sözlerimizin mahkûmu olmaz mıydık? Mehmet Celal, "Bir gün gelir, uçsuz bucaksız denizlerin hiddetli dalgaları bile çırpına çırpına bir sahilde kırılır, düşer. Zaten hayat böyle değişmese yaşamak neye yarar?"
Aşk; bir elif miktarı sevilmek için gelen her çileye kimi zaman darağacında, kimi vakit kör bıçaklar arasında bir vav gibi hamuş olabilmektir.
Sayfa 11
Reklam
Bir mevsim-i bahârına geldik ki âlemin Bülbül hâmuş, havz tehî, gülistan harâb İzzet Molla Söz içeri çevirisi: (Âlemin öyle bir bahar mevsimine geldik ki; Bülbül susar, havuz boş, gül bahçesi harab olmuş)
Hamuş~
Eskilerin ölülere Hamuş demelerini anlıyordum şimdi. Ama her vakit anlamlı değildi konuşmak. Bazı vakitler susan konuşandan daha çok şey anlatırdı. İşte şimdi gördüğümde buydu. Ölüler yani ki suskun olanlarla hiçbir dirinin bana anlatamayacağı şeyler anlatıyordu.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.