Ne kadar beğenmeyeni çok olsa da tebessümle okuduğum hey gidi ergenlik günleri dediğim bir kitap oldu.
Yazar her şeyden önce çocukluk ile yetişkinlik arasındaki araf dönemini gerçekçi bir şekilde anlatmış. ergenlik döneminin çalkantılı özelliklerini kitabın nasıl anlattığına burada değinmek istemiyorum zaten yeterince bunu anlatan var.
Benim dikkatimi çeken ''miş gibi yapma'' durumu oldu. Yetişkin olarak ''ya ben bunu neden yapıyorum, böyle şeyler yapmaya ne gerek var, bu insanlar neden böyle davranıyor, bu saçma diyip yine de yaptığımız, hayatta kalmak için yapmamız gereken bir sürü durumunla karşılaşıyoruz. En azından ben karşılaşıyorum:) Yetişkinlikte artık bunu kabulleniyoruz ve otomatik olarak sorgulamadan yapar hale geliyoruz. Holden' da bunun farkında ve daha bu saçmalıkları kabul edebilmiş değil hala bunları yapmamak için direniyor ama neden yapması gerektiğini keşfetmiş, kendisinin de dediği gibi hayatta kalabilmek için.
Özellikle bir kesimin beğenip bir kesimin beğenmediği kitapların incelemesini okumak farklı bakış açılarını çok daha net bir şekilde ortaya koyduğu için analizleri okumak çok daha güzel bir hale geliyor.
Ben kitabı okumuş biri olarak fazlasıyla beğendiğimi ve ''vay bu nasıl bir kitaptı'' beklentisine girmeden okunarak herkesin kendi kararını vermesi gerektiğini düşünüyorum. İyi okumalar :)