Üçer: Bu hayatlar meselesine geri dönelim şu hâlde. Bizim için iyi yaşam, iyi hayat nedir sorusuna ancak bu hayatlar arasında bir değerler hiyerarşisi tesis ettiğimizde ve bu hiyerarşiyi sağlayacak temel bir sâbiteyi keşfettiğimizde ulaşabiliriz dedik. Yoksa organların mükemmel uyumu, büyüme, beslenme, üreme, arzu ya da iktidar hayatı insan için eşit derecede tercih edilip öne çıkarılacak hayatlar olabilir. Böyle birine niçin hayatını buna adadın da diyemeyiz. Genel olarak insanlık, özel olarak da bizim toplumumuz için bizden gerçek mânâda neyin beklendiğini, hangi hayatın bizim için yaşanmaya değer olduğunu, hangi yolun yürünmeye değer olduğunu, sahip olduğumuz hangi güçlerin daha öncelikli olarak bilfiil hale getirilmeye değer olduğunu tespit etme imkânından mahrum olduğumuzda aslında gelip düştüğümüz yer insanlık açısından her yolun yürünebilir olduğu şeklindeki bir vaziyet. Fazlıoğlu: Her yol yürünebiliyorsa yolumuzu kaybetmişiz demektir.
Sayfa 42 - İbrahim Halil ÜçerKitabı okudu
Hangi Hayat Yaşanmaya Değer?
Resmi kabul merasimlerinde, *tesettür olduğunu* zannettiği kıyafetlerle eşinin yanında dikilip, erkeklerle tokalaşan ve bunu da büyük bir kazanım olarak gören kadın; bu hâliyle mi daha huzurlu, yoksa bir erkekle karşılaştığında "hayâ"dan yüzünün kızardığı günlerde mi daha huzurluydu?¿
Reklam
Yaşamaya değer olduğu sürece hiç kimsenin hayatına son vereceğine inanmıyorum(David Hume) ... Bir hayat hangi koşullar altında yaşanmaya değerdir ya da değildir?...
Pharmakon
Hıristiyan ahlakın yürekler acısı bir parodisi olan kapitalist ahlak, emekçinin tenini aforoz etmektedir; üreticinin ihtiyaçlarını asgariye indirgemeyi, onun zevk ve tutkularını ortadan kaldırmayı ve dur durak bilmeden, merhametsizce çalışmadan kurtaran makinenin rolüne onu mahkûm etmeyi bir ideal olarak benimsemektedir. -- Bu da doğrudan doğruya
Bir sürü kitap okudu ama içindeki huzursuzluk azalmak yerine daha da büyüdü. Her kitabın tek tek her sayfası bilgi âlemine açılan birer gözetleme deliğiydi. Okudukları açlığını daha da arttırdı. “Sanatın her biçiminin kendine özgü sınırları vardır.” “Resimde tuvalin sadece iki boyutu vardır ama ressamın sanat gücüyle tuvale aktardığı şeyi
Hangi Hayat Yaşanmaya Değer?
Üç yaşında “ayıp” kelimesini duyunca hayadan yüzü kızaran kız çocukları da bu ümmetin evlerinde büyümüştü. Hatırlayın! Büyük ablalarınız her gece babalarınızı kapıda karşılar, halk-hatır ederdi. Yaşı otuzun üzerinde olanlar okula annelerinin yamadığı pantolonla giderdi. Ailede para yoktu fakat kanaat ve huzur vardı. Kadını “özgürlük” gibi tahrik edici kelimelerle evden aldılar, büyük bir ihanetle onu soyup, koyun gibi kasap vitrinine astılar. Şimdi saçının bir telini bile göstermekten haya eden kızlar yerinde pastanelerde erkeklerle yan yana oturanlar var. Tesettürlü olduğunu zanneden çıplakların sayısı her geçen gün artmakta.
Reklam
I
"Yaşamaya değer olduğu sürece hiç kimsenin hayatına son vereceğine inanmıyorum." Buradaki "yaşamaya değer olduğu sürece" şartı bir an olsun duraksamamıza yol açar. Bir hayat hangi koşullar altında yaşanmaya değerdir ya da değildir?
Sayfa 19 - pharmakon yayıneviKitabı okudu
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.