DÜNDAR’IN OLUMU
Bazı işlerim için Antalya'da bulunuyordum. Gençlerden bir grup “Sizlere ömür, Dündar ağabeyi kaybettik” dediler...
“Ne?! Kim?!. Ne zaman?!” diyebilmişim.. İlâve ettiler:
“Şimdi radyo söyledi...” Gençler bana bakıyordu, ben onlara.. Hepimizin nutku tutulmuştu.
Dündar ağabey, Dündar Bey, Taşer, Komutan, Binbaşım...
Kaynağı Kur'ân ve hadîs olmakla birlikte, bu iki kaynakta da geçmeyen Tasavvûf kelimesinin hangi kökten türemiş olduğu husûsunda, araştırmacılar çeşitli görüşler ileri sürmüşlerdir. Tasavvûf kelimesinin, saflık, duruluk, berraklık anlamına gelen "safv" kökünden, “Benu Sûfe" kabilesinden, "Suffe"
ashâbından, bir çöl bitkisi olan “sufâne"den, Yunanca hikmet anlamına gelen "sophia"dan ve yün anlamına gelen Arapça "suf" kökünden türediği ileri sürülmüştür. Bu konudaki genel
kanı, kelimenin en son ifâde ettiğimiz yün anlamındaki "suf" kökünden türediğidir. Çünkü peygamberlerin ve zühd ehlinin, kibir, gurur ve bencilliğin belirtisi sayılan ipek elbiseler yerine, ekseriyetle yünden yapılmış elbiseler giymeleri, zühd ve takvâ belirtisi olarak değerlendirilmiştir.
Hem bakmazlar mı göklerin ve yerin mutlak otoritesine, Allah’ın yarattığı her bir şeyin niteliğine? (Düşünmezler mi) ecellerinin yaklaşmış olma ihtimalini? Bu (vahiy) de değilse, artık hangi habere inanacaklar?!