Türkiye'de ki mevcut ve daha sonralar da cereyan eden sıkıntılar silsilesinin kaynağına korkunç surette vakıf olan insanlar bölüğü haddinden fazla mevcut. Entelektüel stilini tarz edinen ancak yanlışlara her hangi bir reaksiyon vermeyen bu dize güruh'u saltanat rejimine yardım ve yataklık ettiğini her defasında inkar etmektedir. Türkiye için kritik güzergahların ortasına savrulmuş kaya parçalarının orada bulunmasını yanlış bilen ancak kudretinin yettiği ufak taşları bile kaldırmaya çekimser davrananlar, bu yanlış düzenin işleyişini sağlayan en mühim parçalardan birisini oluşturmaktadır. Tebeşir tahtasında “yalnış” yazısı durmaktadır bütün talebeler birbirlerinden her hangi bir arkadaşının o yanlış kelimesini düzeltme arzusu içindedirler ve ne yazıki hiç birisi o yazıyı düzeltmeye kalkışmıyor. Yanlışa boğun eğiyor bütün doğrular. Yanlışın hegemonyasına biiat ediyor tüm doğrular. Doğruların aç kalma ürküntüsü cenderesi altında ezilirken, yöneticiler süzüm süzüm süzülmektedir. Şehvetle koşmak dururken çayırlarda, çamurla dolu mamurlara kestirmelere sapıyoruz, çamura bulanıyoruz, çamura yatıyoruz.
Yüzler tenha ise gülücüklere
çıkar cebinden usturayı bir gülücük çiz yüzlere,
parklar çocukların noksalığındaysa
kaçır çocukları parklara,
aç birine rastladıysan sokaklarda, gasp et tok cüzdanları,
ya da aç karınlarla soy lokantları, fırınları.
Ulaşmıyorsa su çiçeklere avuçla suyu
ser çiçeğin ayaklarına.
Güzellik yok ise seninde payın vardır
olağan çirkinliklerde.
(Boran Deniz)