Yazarın okuduğum ilk kitabı . Aşkı, kini , nefreti , hırsı öyle güzel anlatmış ki. Deborah ve Marlene'nin sağlam arkadaşlıkları, aralarındaki bağ beni çok etkiledi. Sonunda hem mutlu oldum hem şaşırdım. Mutlaka okunması gereken bir kitap.
İster insan ister hayvan, ister iki ayaklı ister dört, ister kütük ister taş, ister buğday ister can Tanrı'nın ulu hazinesinde. Her şey yer bulur kendine. Gelgelim sevgidir en büyük armağan! Seni bulursa sımsıkı tutun ona ve bırakma. Sevgidir olabilecek tek şifa bu dünyada.
Aşk her şey olabilir ;hercai ve kırıcı, taşkın sömürücü, ölçüsüz ve alabildiğine yıkıcı. Öyle ki insanın yüreğini alevler içinde bırakır ve geride soğuk küllerden başka bir şey kalmaz...
Felicity bir anda ortadan kaybolan annesinin izinden Roma 'ya gittiğinde geçmişindeki acı, intikam ve cesaretle yazılmış hikayeyi öğreneceğinden habersizdir..
Başarılı bir opera sanatçısı olan büyük büyük annesi Elisabeth, 2.dünya savaşı başlarken kocası ve iki çocuğuyla birlikte kaçma planları yapar.. Fakat yahudi olan kocası gustav bir anda ortadan kaybolur.. Elisabeth ise çocuklarını kurtarmak için bir çözüm bulur, ve naziler için çalışan albrecht brunmann 'a sığınır..
Elisabeth genç yaşta ölünce, yaptığı hataların bedelini kızı deborah ödemeye başlar..
Konusu 2.dünya savaşı olan kitapları seviyorum.. Konu üzücü, bazen insanı hüzünlendiriyor.. Ama sonları hep mutlu şekilde bitiyor...
Çok güzeldi..