Bu dünyada, altından ya da altınım satın alacağı şeyleri simgeleyen kağıtlardan daha değerli şeyler var. Sen kendini düşündün mü? Önemli olan budur. Yaşamın sana verdiği en iyi olanakları, çıkıp şurada bir milyon dolara değişir misin şimdi? Dediğim gibi, önemli olan budur işte. Dünyadaki bütün paralar bir araya gelse satın alamaz insan yaşamını. Boşuna harcanmış, ziyan edilmiş bir yaşamın yerini de tutamaz hiçbir para. Kısır kalmış, kırılmış, çirkinleşmiş bir yaşamı güzelleştiremez, onaramaz, yeşertemez para.
"Olmasa mektubun, yazdıkların olmasa Kim inanır senle ayrıldığımıza Sanma unutulur, kalp ağrısı zamanla Her şeyi unutarak yaşanır sanma Neydi bir arada tutan şey ikimizi Birleştiren neydi ellerimizi Bırak bana anlatma imkânsız sevgimizi Sevmek birçok şeyi göze almaktır Olmasa mektubun, yazdıkların olmasa Kim inanır senle ayrıldığımıza Baksana geçmişe ne çok anıyla dolu Nerde o taverna, nerde sinema Harcanmış zamanlar yeniden yaşanmaz ki Geç kaldıktan sonra arama boşa Neydi bir arada tutan şey ikimizi Birleştiren neydi ellerimizi Bırak bana anlatma imkânsız sevgimizi Sevmek birçok şeyi göze almaktır Olmasa mektubun, yazdıkların olmasa Kim inanır senle ayrıldığımıza."
Reklam
Dünyadaki bütün paralar bir araya gelse satın alamaz insan yaşamını. Boşuna harcanmış, ziyan edilmiş bir yaşamın yerini de tutamaz hiçbir para.
"Eğer bir şey yapmak istiyorsanız, en uygun zaman şimdidir." diyor; Barbara Kingsolver ve insana ilk hatta son bakışta da mantıklı gelen bir söz bence.... :))) Hayat, çoğumuz için sonsuz bir kaynak gibi görünüyor fakat öyle olmadığı bence kesindir ve tartışmasız.... Sonsuz bir kaynak gibi görünüyor olmasından mütevellit;
"Yaşadığınız her an, hayattan eksilmiş, harcanmış bir andır. Ömrünüzün her günkü işi, ölüm evini kurmaktır. Hayatin içindeyken ölümün de içindesiniz, çünkü hayattan çıkınca ölümden de çıkmış oluyorsunuz. Yahut şöyle diyelim isterseniz: Hayattan sonra ölümdesiniz ama hayattayken ölmektesiniz. Ölümün ölmekte olana ettiği ise, ölmüş olana ettiğinden daha acı, daha derin, daha can yakıcıdır."
Sayfa 111
Doğayla bu kadar yüz yüze gelince, doğanın, şehrin kuru gürültüsü içinde harcanmış olan büyüleyici sihrini, kadınların değersizleştirilmiş, tutsak alınmış kadınlıklarını, erkeklerin mağrur ve tahakkümcü erkekliklerini, ayrıca bilimin sınırlı, etkisiz şamatasını kavramıştım.
Reklam
Mağlubiyetin takısıdır "Keşke". Kaçırılmış fırsatların, bastırılmış duyguların, harcanmış hayatların, boşa yaşanmış ya da yaşanamamış yılların, gecikmiş iltifatların ağıdıdır!
Yıldızlar pencerelerde birer hayal boncuğu olacaktır yeniden. Elimizde olan budur. Bu, bizim hayatımızdır. Biriciktir. Hayranlığın tahtına kurulmuş küçümseme, yaralı aklımızı ele geçirmiştir: Uzaklar yalnızlıktır. Kötüdür. Korkutucudur. Cehennem, başkalarıdır. (Sartre) "İnsanın hayatı, yenileceğinden hiç şüphe etmeksizin, var olmaya çalışmak için harcanmış bir çabadır" der ya Schopenhauer; taşra bu sözün çaba harcanmadan gerçeklik kazandığı yerdir. Yazgının peşin cezasıdır. Kurtulmak ağırdır, pahalıdır.
Harcanmış bir dünyanın, başka bir deyişle kurtarılamayacak bir dünyanın anlamı nedir?
Mümkün dünyaların en iyisi...
Kavafis’in o iyi bilinen "Şehir" şiirinde, başka yerler hayal eden şiirin kahramanı şiirin sonunda şunu fark ediyordu; ömrünü nasıl burada, bu yerde, bu şehirde, işte bu köşecikte harcadıysa her yerde yine öyle harcayacaktı. Başka bir yere gitseydi bile hiçbir şey değişmeyecek, hayatını yine harcamış olacaktı. Kavafis en iyi dünyadan değil, harcanmış bir hayattan bahseder. İlkin şiir sadece bu yer olduğunu, bu tek dünya olduğunu kabul eder. Hayatını bir yerde harcayan her yerde harcamış sayılır. Elimizde yalnızca bu dünya, yalnızca bu tek hayat vardır. İkincisi, şiirin kahramanı nereye giderse gitsin hayatını harcamaya yazgılıdır. Yazgı öznenin kendisine bağlanmıştır, dışsal koşullara, belli bir yere ya da zamana değil. Başka bir deyişle yüklemleri, yani olaylar, başına gelenler, kısaca yazgısı öznede kendisinde içerilmiştir. Bir hayat onu yaşayanın zaten önceden kıvrılmış ya da katlanmış biçimde içindedir. Yaşadığı bu önceden içerdiklerinin bir yerde, bir zaman içinde açılıp yayılmasıdır yalnız. Niçin öyledir? Çünkü dünya kişiden önce gelir, kişi o dünyanın düzeni ya da mantığının bir parçası olarak vardır. Demek ki yazgı zorunluluğa bağlanmıştır, zorunlu olarak harcanan hayat; başka türlü olamayacak tek bir dünya, başka türlü yaşanamayacak tek bir hayat.
Reklam
"Her şey güzel olacak dostum; hiçbir şey harcanmış ya da yıkılmış değil aslında."
Sayfa 335Kitabı okudu
Başkaları gibi olmakla meşgul her yaşam boşa harcanmış bir hayattır, kayıp bir hayat.
Sayfa 50 - KierkegaardKitabı okudu
Yaşanmış günler yaşanacak günlerin içinde erir, saatlerin günün içinde, haftaların ayların içinde eridiği gibi. Harcanmış günlerden insana kalan yalnızca yaşadıklarıdır. Bu yaşadıkları kayda değerse onun ruhunda, belleğinde unutulmaz izler bırakır.
224 syf.
6/10 puan verdi
Yemeksiz, susuz, soğuk ve ışıksız... 14 arkadaşın kimseden haber almadan, çaresiz yerin altında mahsur kalma hikayesi... Bu tüneldeyken bozulan bir metro ... Kurtarılmayı beklerken farklı sebeplerle teker teker ölen gençler... . Konusu böyle bakıldığında harika ve merak uyandırıcı.. Ama çok fazla ergenlere yönelik işlenmiş ve konu harcanmış. Çok daha güzel bir kitap olabilirdi. Aceleye mi gelmiş, anlatım basit mi kalmış emin olamadım. Ölümler her seferinde sizi şaşırtıyor, sonundaki hüzün kalbinizi kırıyor. Genel olarak baktığımda sevdiğim ama eksik kısımları olan bir kitaptı benim için. Gençler çok fazla tercih ediyor ama konu içinde bir miktar cinsellik ve karmaşık ilişkiler vardı malesef. . Okumak isterseniz yine de beklentiye girmeden okumalısınız. Karar sizin
Yere Yakın Yıldızlara Uzak
Yere Yakın Yıldızlara UzakEmine Tavuz · Epsilon Yayınevi · 201911.1k okunma
İnsanın hayatı, yenileceğinden hiç şüphe etmeksizin, var olmaya çalışmak için harcanmış bir çabadır.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.