Amerikalıların bir ilim adamı olan Michael Hart tarafından yapılmış bir araştırmada gelmiş geçmiş bütün önemli şahsiyetlerin kabiliyet ve mücadelelerini, icraatları ve muvaffakiyetlerini bir yazılım hafızasına kayıt edip insanların en büyüğü matematiğin tarafsız gerçeği doğrultusunda tespit edilerek yeryüzüne ışık tutan insanların 1'den
İnsanın, gerçekten var olduğunu ve ruhumuzun gerçek bir kendilik olduğunu hissettiği zaman içinden geçenleri tarif etmesi çok zor-o kadar zor ki, bunu insanlara ait hangi sözcüklerle yapabilirim, bilemiyorum. Hissettiğim gibi ateşim mi yükseldi, yoksa bir hayat uyuru olmaktan gelen ateşin etkisi birdenbire üzerimden mi kalktı,
…
Sırtı sıvazlanmış karanlığın
Ve göğsü kabartılmış.
Artık kim yakabilir ışıkları
Kim dur diyebilir yalanların dünyasında
Senaryoların gösterimine?
Kim gerçeği gösterme cesaretinde bulanabilir, sorarım?
Elleri kan ve yalan kokan
Gözleri haram ve hırs saçan
Bedeni güç ve şiddet uygulayan özne mi?
Özne yüklemini kaybetmedi ama kendini kaybetti.
Adı gizli, kendi sözde kaldı.
Evren,
Işıkları yanmayana dek sönmeye mahkûm
Ve bekletilmeye mecbur…
Murtezâ Radmehr’in Hayat Hikayesinden Kesitler...
.......İçinde bulunduğum ruhi, fikri ve duygusal çöküntüye rağmen dışarıya hiçbir şey yansıtmamaya özen gösteriyor ve her şey yolundaymış gibi hareket ediyordum.
Bir seferinde öğrenci birliği tarafından öğrenci yurtlarını denetlemekle görevlendirilmiştim. Öğrencilerin yurduna gittiğimde bana bakışları çok farklıydı, sanki istihbarat görevlisi,
Şeyh Bedreddin, kadılara böyle sesleniyor:
..."Mademki bir yargıç kendi reyinin, başkalarının fikir ve içtihadına değil, gerçeğe uygun olduğuna kaanidir: Ona kendi reyiyle hükmetmek vacip olur. Gayrın reyiyle hüküm vermek nasıl helal olur ki, Züheyre-i se Hassi'de yargıcın kendi içtihadıyla hüküm vermesi vacip olup başkalarını taklidi haram olduğu zikredilmiştir."
Sayfa 140 - Sia Kitap, 1. Basım: Eylül 2021 (İlk Baskısı: 2016)Kitabı okudu
Peki, terazinin bir kefesinde ölüm bir kefesinde yaşam varken, bilgi tek başına yeterli olacak mıydı? Sadece zeki olmak elbette yeterli değildi; aynı zamanda sağduyulu olmak da gerekiyordu. Ve zaman içinde deneyim ve bilginin yanı sıra o sağduyuyu da edineceğime inanmaktan başka çarem yoktu. Daha bir gün öncesine kadar, doğum ve ölüm benim için sadece soyut kavramlardan ibaretti. Oysa şimdi her ikisi de bizzat tanık olduğum somut birer gerçeğe dönüştü.