Ksenophanes eskiçağ dünyasında esas olarak satirik eleştiri ve karşı çıkışların yazarı diye tanınıyordu ve günümüze kalan dizeleri ozan, filozof ve sıradan insanlar karşısındaki tutumunun gerçekten bu biçimde olduğuna ilişkin pek çok kanıt sağlar. Reform tutkusu daha önce toplumsal 've yaşamöyküsel dizelerinde karşımıza çıkmıştı. Teolojik
Sayfa 375Kitabı okudu
Daha ne olsun? Siz kendiniz harika bir şekilde söylediniz: bu köpük köpük kötülük, zehirli bir sefahat düşkünlüğü, düşmüş insana yönelik horgörü gülüşü... hepsi var!” “Hayır, hepsi yok!” diye birden ateşle karşı çıktı Oblomov. “Hırsız, düşmüş kadın, kibirli budalayı tasvir edin ama insanı da orada unutmayın. İnsan nereye gitti? Siz sadece kafanızla yazmak istiyorsunuz!” diye neredeyse tısladı Oblomov. “Siz düşünce için kalbin gereği yok mudur sanıyorsunuz? Hayır, o sevgiyle beslenir. Düşen insanın elinden tutun, onu kaldırmak için, ya da eğer ölüyorsa, ona heyecanla ağlayın, eğlenmeyin. Sevin onu, onda kendinizi bulun ve ona kendinizmiş gibi yaklaşın, işte o zaman sizi okuyacağım ve karşınızda başımı eğeceğim...”
Sayfa 35 - Everest Klasikler 5Kitabı okudu
Reklam
Leonardo da Vinci; ‘Son Aksam Yemeği’ isimli resmini yapmayı düşündüğünde büyük bir güçlükle karşılaştı… İyi’yi İsa’nın bedeninde, Kötü’yü de İsa’nın arkadaşı olan ve son akşam yemeğinde ona ihanet etmeye karar veren Yahuda’nın bedeninde tasvir etmek zorundaydı… Resmi yarım bırakarak bu iki kişiye model olarak kullanabileceği birilerini aramaya
Etkin yayıneviKitabı okudu
Bir tasvir bu kadar böyle mi harika olur..
O ana kadar onu görmek tanımakla ilgili hayaller kurmuş, canı istediğinde bu hayallerini gerçekleştirebileceğinden hiç kuşku duymamıştı. Belki pek de farkına varmadan bu arzuyla, bu umutla yaşamıştı. Bu arzu en farkında olmadığı mutluluk ya da hüzün anlarında, hiç belli etmeden kök salmış ve iyice yerleşmişti içine; oysa şimdi bu arzu içinden koparılıp alınıyordu. Kendini parçalanmış hissediyor, aniden köklerinden koparılmış benliği ızdırap içindeydi; umudunun bir anda aralanan yalanları arasından kederinin derinliğinde aşkının gerçekliğini gördü.
Bir ben böyle anlatılmaz harika birebir…
Demek ki yalnızca ölüme her an yaklaştığımız için değil, anlama ve kavrama yeteneğimiz daha önce azaldığı için de acele etmeli. Doğadaki olaylara eşlik eden bazı hoş ve cazip şeylere de dikkat etmek gerekir. Mesela pişen bir ekmeğin bazı kısımlarının çatlayıp ayrılması, ekmek yapma işine aykırı da olsa ekmeği yeme isteğini artırır. İncirler de olgunlaşınca ağızlar çatlar; zeytin ağaçların da fazla olgunlaşma, çürümeye yaklaşma, zeytinlere kendine özgü bazı güzellikler katar. Ve başını eğmiş başaklar aslanın sarkık kasları, ve baska pek çok şey ayrıca incelendiğinde güzel görülmekten çok uzaktırlar, ama doğanın işleyişine uygun olduklarından, onun daha güzel, daha büyüleyici görünmesini sağlarlar. Sonuç olarak her yerde, olup biten her şeyi kavrayacak hissiyata ve derin bir anlayışa sahip bir insan, sonuçların sonucundan kaynaklanan herhangi bir şeyi bile hoş bulur, hemen hemen hiçbir şey ona faydasız görünmez. Vahşi hayvanların kocaman açılmış ağızlarına bakmayı, büyük ressam ve heykeltraşların hayvanları tasvîr ettikleri eserlerinden daha az hoş görmez. O saf bakışlarıyla yaşlı bir adam ya da yaşlı bir kadındaki güzelliği ve özgün alımlılığı, çocuklardaki sevimliliği görebilir: işte bunlar gibi herkese açıkça görünmeyen pek çok şeyi, doğayı ve onun işlerini gerçekten bilen, onlara sahip çıkan insan kavrar.
İş bankası.Kitabı okudu
Bu sürecin kaynağında temel bir soru yatar: Memenin sahibi kimdir? Yaşamı anne sütü ya da onun yerini alabilecek etkin bir başka besine bağlı olan, emzirme dönemi çocuğuna mı aittir? Onu okşayan kadın ya da erkeğe mi? Kadın vücudunu tasvir eden sanatçıya ya da pazarın yeni bir stil için süregelen talebine göre küçük ya da büyük göğsü seçen moda tasarımcısına mı? Henüz buluğa ermiş genç kızlar için “alıştırma sutyeni”, olgun kadınlar için “destek sutyeni” ve daha dikkat çekici dekolte bir görüntü elde etmek isteyen bayanlar için “Wonderbra” (harika sutyen) üreten giyim endüstrisine mi? Göğüslerin iffetle kapatılması konusunda ısrarcı olan din ve ahlak yargıçlarına mı? “Üstsüz” bir kadının tutuklanmasına karar verebilecek olan yasa koyucuya mı? Memenin hangi sıklıkta mamogramının çekilmesi gerektiğine ve ne zaman biyopsi yapılacağı ya da göğsün alınacağına karar veren doktora mı? Salt kozmetik nedenlerden dolayı kadın göğsünü yeniden şekillendiren estetik doktoruna mı? Bazı kadınların göğüslerini -sıklıkla da tüm kadınlar için küçültücü ve rencide edici ortamlarda- teşhir etme hakkını satın alan pornografi yayıncısına mı? Yoksa kendi vücudunun bir parçası olduğu kadına mı aittir? Bu sorular, tarih boyunca erkekler ve kurumlar tarafından biçimlendirilen ve kadın göğsünü kendilerine mal eden çeşitli giri­şimlerin bir kısmını ortaya çıkarır.
Reklam
76 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.