Biz tabiatın gizli şehvet anlarında vücut bulurken, evliliğin soğuk, yavan ve bıkkın döşeğinde, uyku ile uyanıklık arasında vücut bulan o ahmaklar sürüsünden daha özlü, daha dinç, daha ateşli unsurlarla yoğrulmadık mı?
Bugün, o sabahtan birkaç ay sonra, her şeyin değişeceği korkusuyla her şeyin son nefesime dek aynı kalacağı korkusu arasında bölünmüş bir kadınım ben..
Tabiat, yüksek bir zekaya aynı zamanda ruh yeteneği de verecek kadar cömert değildir. Kural olarak, birinin olduğu yerde diğeri bulunmaz ve bir yetenek kusursuz biçimde var ise bu, genellikle diğer yeteneklerin pahasına gelişmiştir.
Çok güçlüdür kelimelerim, onları yazarak yatıştırmam gerekir. Konuştuğumda söylediklerim o kadar serttir ki, bunları duyanlar sırf kendilerini benden korumak için yoldan çekilmelidir. Ama ben kendi sözcüklerimden kaçamıyorum; onlara çaresiz teslim olmuşum; onları olduğu gibi karşılıyorum, olduğu gibi anlıyorum ve fırtınanın denizi çalkaladığı gibi çalkalıyorlar beni.