“Sevdiğim herkese acı, terk edilme, hastalık, kötü muamele ve utanç verici durumlar diliyorum; onlardan ne kendilerine karşı derin nefretlerini ne de kendilerine olan güvensizlik işkencesini esirgiyorum, çünkü onlara bugün bir insanın değerli olup olmadığını gösterebilecek tek şeyi diliyorum: dayanıklılık.” Acının kabulü, insanlık halinden ayrılmaz olan ve bireyin kendini aşmasına olanak tanıyan bir yol olarak görülmelidir. Dumbledore’un Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nda dediği gibi: “Böyle bir acıyı hissedebilme yeteneğin en büyük gücündür.”
"Evet, öyle" dedi Harry, tabağına öfkeli gözlerle bakarak "Snape ne zaman bana karşı adil davrandı ki? "
Cevap vermediler;üçü de, Harry Hogwarts'a adım attığı andan itibaren Snape ile ikisinin arasında mutlak bir düşmanlık olduğunu biliyordu.
Bir seyirci çemberinin ortasında aşağılanmanın nasıl bir duygu olduğunu biliyordu, babası ona eziyet ederken Snape'in neler hissettiğini biliyordu; ve gördüklerinden pay biçmek gerekirse, babası sahiden de Snape'in hep dediği kadar kendini beğenmiş biriydi.