O meşhur soruyla ne zaman karşı karşıya kalsam, cevabım tereddütsüz "Yüzyıllık Yalnızlık" oluyor. "Okuduğun onca kitap arasında en sevdiğin hangisiydi?" Marquez'in üslubundaki yalın gerçeklik vurgusu o denli net ve pürüzsüz ki, okurken hayal ürünü olduğuna emin olduğunuz bölümlerde bile yaşanmışlığı iliklerinize kadar hissedebiliyorsunuz. Odasından hiç çıkmadan, günde iki paket sigara içerek, on sekiz ayda kaleme aldığı söylenir fakat kendisine sorulduğunda, "Bu kitap otuz yıl düşünülmüş, kurgulanmış bir kitap," demiştir. Yazarın diğer eserleri de başlı başına başyapıt olmayı hak etse de, Yüzyıllık Yalnızlık kitabının yeri okuyucunun gözünde ayrıdır. Gerçek olamayacak kadar masalsı, hayal olamayacak kadar gerçek bir kurguyla içine çeker okuyanı. Eğer hâlâ okumadıysanız, inanın çok büyük bir eksiklik içindesiniz.