Tanrılar arasında insan yalnızlığı mı
İnsanlar arasında insan yalnızlığı mı?
Korkusu küçük düşürüyor hayatımızı.
Ne diyordu ince şeylerin annesi
"Ötekini oku, derinde dipte duranı."*
Kilisenin bahçesinde mumdan bir harita
Bütün göç yollarının iki ucuna tutunmuş
"Geride kalmanın cezasıyım —diyor—
Biliyor musun, hoyratlık değil de
İncelik yakıyor canımı..."
Bu kalabalıkta bu tenhalık—
Sevgilim, bütün sözlerimi
Mazlumların rüyasından seçtim ben.
Budur, düşünmeden bildiğim
Budur, ayaklarına serdiğim has bahçe...
*Gülten Akın
Sayfa 36 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 13. Basım, Eylül 2017Kitabı okuyacak
Güzel bir hikaye tamamlama serüveninin daha sonuna geldik.. Sürprizlerle dolu ve başlangıçta 19 kişinin katılımıyla ( 19 u koruyamadık tabii :) sonrasında 15 kişi kalarak hikayemiz tamamlandı.) Fantastik olarak kurgulanmaya başlayan hikayemiz, yazım süreci içinde Fantastik-Bilim Kurgu ya dönüşmüş ve birbirini tamamlayan herbirisi şahane
...
Bu kalabalıkta bu tenhalık-
Sevgilim, bütün sözlerimi
Mazlumların rüyasından seçtim ben.
Budur, düşünmeden bildiğim
Budur, ayaklarına serdiğim has bahçe...
Türkmen boylarında Karacoğlan, Dadaloğlu, Yunus’tan ezberinde birkaç dize olmayan çok az olurdu.
Sohbetin sonu da genellikle bu ozanların dörtlükleri ile biterdi ve benim çocukluğum da işte böyle bir Türkmen boyunda geçti.
Bir gün dayım lime lime olmuş bir Karacaoğlan kitabı verdiğinde galiba “o yaşlı gocaların tekrarlayıp durduğu manileri mi
Türkmen boylarında Karacoğlan, Dadaloğlu, Yunus’tan ezberinde birkaç dize olmayan çok az olurdu.
Sohbetin sonu da genellikle bu ozanların dörtlükleri ile biterdi ve benim çocukluğum da işte böyle bir Türkmen boyunda geçti.
Bir gün dayım lime lime olmuş bir Karacaoğlan kitabı verdiğinde galiba “o yaşlı gocaların tekrarlayıp durduğu manileri mi
Bir bahçede iki ay parçası göründü. Yanakları nurlu, gönülleri şendi. Düşman gamı yok, zevk ve eğlenceye hemsâye idiler. Burası sekiz uçmaktan bir has bahçe ve çevrelerinde hurîler, gılmânlar.. Kevser şarabı içip lezzet lokmasını yemekteydiler. Düşündü ki, bu topluluk ne nazenîn bir topluluktur? Hâtiften bir ses işitti: “Bu iki kutlu kişi, Mecnûn ve Leylâ’dır..
Bazen, güllerle bezenmiş has bahçe gibi bütün güzel kokuları üzerinde toplar… Bazen, bir bataklık misali sere serpe uzanır. Bazen, yol üzerinde biten dikene benzer. Bazen, azgın akan seller gibidir, başını rastgele taşlara vurur.