Kitaplar okurum, çok sevdiğim yazarlar olur. Birçoklarına saygı duyarım, kimisinin yazdıkları içime dokunur. Sonra elime bir Sait Faik kitabı alırım. İşte o zaman suratımda biraz afallamış, biraz utangaç bir gülümsemeyle hatırlarım: herkes bir yana o bir yana. Kendi yaşantısının, o zamanki İstanbul'un ve hatta insan olmanın tüm hislerini alıp da üzerime boca eder Sait Faik. İzninizle kendime de pay çıkaracağım çünkü inanıyorum ki bu işler karşılıklı. Nedir efendim benim payım? Üzerime boca edildiğini söylediğim bu hislerin ne bileyim bir duş suyu gibi akıp gitmesine izin vermem. Bir damlasını bile kaçırmadan içimde muhafaza ederim. E kolay şey değil tabi bu hisleri böyle bir anda içine hapsetmek. Bunu yaparken neler duyar, neler yaşarım tarifi mümkün değildir.
Şimdi önümüzdeki günlerde Tünel'e gitmek zorundayım. Bu çok tatlı bir zaruriyet elbette.
Gazetecelik yaptığı döneme ait yazılar vardı. Orhan Veli hakkındaki yazıya bayıldım. Ben bu sene Orhan Veli şiirlerine büyük bir merak saldım. Pek çouğunu okuya okuya ezberime aldım. Yazının konusu zaten güzeldi. Tanıdığım şiirler vardı ama en çok hoşuma giden yanlarından biri de Sait Faik ile en çok sevdiğimiz Orhan Veli şiirlerinin aynı olmasıydı.