“Bize umumi tuvalet dediklerini biliyor muydun?”
Sayfa 374Kitabı okuyor
Bedenlerini bulamayan ruhlarla karşılaştım.
Sayfa 287
...yöneticiler, ülkesini kurtarmak için elinden geleni yapmalıdır. Bu sorumluluktur. Ülkenin kaderini ellerinde tutuyorsan, halkına karşı sorumluluğunu üstlendiysen, o zaman hayatın senin değildir. Yöneticiliği kabul ettiğin an seçimler senin adına yapılır.
Sayfa 285
Savaş kimin haklı olduğunu belirlemez. Savaş, hayatta kalanı belirler.
Sayfa 211
Çünkü geçmişini silerse şimdiki zamanda kim olmak istediğini kendi şekillendirebilirdi.
Sayfa 161
"Büyük güç her zaman beraberliğinde büyük tehlike de getirir. Sıradanlıkla muhteşemliğin farkı ise bu riski kabul etmektir."
Sayfa 286
Sanki yalnızca tanrılarının varlığıyla can bulmuşlardı da şimdi tanrıları gidince boş kalmış, cansız kabuklara dönmüşlerdi.
Sayfa 284
Kim kimi kontrol ediyordu? Tanrıyı çağıran asker mi, yoksa askerin bedenindeki tanrı mı?
Sayfa 277
Bir tanrıya erişimi vardı.
Bir şaman olarak ölecekti.
Sayfa 220
O anda, şimdiye dek yalnızca askercilik oynadığını, cesur taklidi yaptığını fark etti.
Ama artık, savaşın eşiğinde, rol yapamazdı.
Sayfa 215
"Ne fark eder? Onlar geliyor, biz bir yere gitmiyoruz ve günün sonunda hayatta kalan kazanacak. Savaş kimin haklı olduğunu belirlemez. Savaş, hayatta kalanı belirler."
Sayfa 211
"Bunu neden yapıyorsun?" Diye fısıldadı Tyr.
"Av, avcının eylemlerini sorgulamaz," diye tısladı Su Daji olmayan şey. "Ölüler, yaşayanları sorgulamaz. Ölüler, tanrılara meydan okumaz."
Sayfa 204
Tekrar kendini yakmaya başlamıştı. Acı onu rahatlatıyordu, tanıdık ve yatıştırıcıydı. Alıştığı bir takastı. Başarı için fedakârlık gerekiyordu. Fedakârlık, acı demekti. Acı, başarı demekti.
Sayfa 88
"Öyleyse ben ilgi çekici miyim?" diye sordu yavaşça.
"Ayaklı bir faciasın," dedi Jiang doğrudan.
Sayfa 103
Başarı için fedakârlık gerekiyordu. Fedakârlık, acı demekti. Acı, başarı demekti.
Sayfa 88