03.06/Fakat Asla Ümitsizliği Değil...
Merhaba güzel sevgilim :). Nasılsın? Bak bizim günlerimiz başladı. Bugünü hatırlıyor musun? İki sene önce bugün yaşadıklarımızı hatırlıyor musun? Ben unutmuyorum. Tır parkını hatırlıyor musun sevgili? Dere kenarını hatırlıyor musun, orada annenle telefonda konuştuğunu hatırlıyor musun? Teyzenlere yakın olduğunu söylemiştin, o yüzden oranın uygun
Sen gelirsin diye yollarınına begonviller kanaviçeler ve manolyalar ekeceğim. Sevinçlerimi tebessüm diye kolye yapıp yapraklarına asacağım. Gelirsin diye mor papatyalardan bir köy evi inşa edeceğim sana. Çatısına beyaz gecelerden çalıntı kiremitler döşeyeceğim. Bahçesine mutluluk,keyif,huzur, dinginlik ve birazda sen ekeceğim. Kibri nefreti, kötü
Reklam
İki gözümün çiçeği
youtu.be/FtJ_EIWhdew?si=... Bir de bakmışsın ki ben gelmişim Böyle dilim susar da elim, elim dokunmaz olursa eğer Bil ki varmışım yani Yüreğim sakınır, gözüm seyirir Olur da, olur da susmuşsam yani Giyindiğin çiçeklerin ardı da temizse Ve en karasındaysa gün Bil ki kavuşmuşum yani O mağrur gözlerinden öperim Sarılırım, iki
Gidenin aklı kalır Kalanın aklı gider Giden kalmak ister Kalan gitmek ister... Çaresizlik ölümden beter Aklın sığınağı kader...
Hasret
Bilmem nasıldır sizin orda akşam: Güneş mi batar? Gün mü biter ansızın? Ama hep o sızıdır içe düşen, Hep o gurbet acısı.. Deniz, açıla açıla gider, Dağlar kapana kapana gelir Ne bu geliş banadır, Ne giden beni götürür.
Mavi gözlü dev Nazım Hikmet
Bursa cezaevinde Nâzım Hikmet, Orhan Kemal’le aynı koğuşta kalmaktadır. Koğuş masasının üzerinde Orhan Kemal’in (asıl adı ”Mehmet Raşit Öğütçü”) bir roman başlangıcını görür. Okur. Ayağında takunyalar koşarak avluya çıkar Nâzım Hikmet. Orhan Kemal’e soluk soluğa sorar, “Siz mi yazdınız bunu?” Orhan Kemal çekinerek, “Evet” der. Nâzım Hikmet büyük
Reklam
161 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.