"Ah benim hatalarım, sen bıkmadın omuzlarımdan ama ben senden gidiyorum.
Ah benim umutlarım, sen bana gurbet oldun ama ben sana geliyorum.
Ah benim özüm, kendim, sen bana uzak kaldın ama ben seni öğreniyorum.
Ah aklımı çelen zihnimi delenler bir bir topladım sizi, gönderiyorum.
Ah geçmişimin çaresizlikleri, siz ben değilmişsiniz fark ediyorum.
Ah kalbimin kırık sesleri sizi bir bir onarıyorum.
Artık eski ben değilim tutsak kalan.
Şimdi yeni bir ben ile yarına biletler aldım.
Gidiyorum zannetmeyin
Asıl şimdi geliyorum..''
Herkes ne kadar iyiyse o kadar iyi, ne kadar kötüyse o kadar kötü. Hatalarım var elbet yanlışlarım; nedenini bilmediğim, bilmeye çaba harcamadığım tuhaflıklarım...
Cehennem, o kısacık anda geriye bakıp hayat denen mucizeye anlam katma fırsatını kaçırmış olduğumuzu anlamakmış. Cennet ise o an, "Hatalarım oldu, fakat hiç korkaklık etmedim. Hayatımı yaşadım, ne yapmam gerekiyorsa yaptım," diyebilmekmiş.
Hiçbir zaman mükemmel olamayacağım.
Hatalar yapacağım.
Ama benim hatalarım olacak yaptıklarım.
O hatalar beni ben yapacak.
Eşsiz olacağım kusurlarımla.