Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hatay Meselesi
Bütün orduları bir yumruk gibi sıkıp Yunan ordusunun başına indiren bu komutan, şimdi de : Mütareke(ateşkes) olmadan tek bir Türk jandarmasını Trakya'ya geçirmem, diyordu. Hesapsız ve lüzumsuz, -Bir tek Türk'ün hayatını tehlikeye sokmamak-davasından ömrünün sonuna kadar şaşmayacaktır. Ömrünün sonlarında Hatay meselesinde bir başka sözünü duymuştum. Atatürk bu mesele yüzünden uykusuz, sinirli idi. Rastladığı elçilerle tartışır, söylemediğini bırakmaz, kendi hazır bulunduğu yerlerde ecnebi sefaretlerin kulağına gidecek nümayişler yaptırırdı. Bir akşam sofrada vaktiyle hariciyede de bulunan bir arkadaşı: - Paşam, niçin kendinizi de milletinizi de üzüp duruyorsunuz? Bir tümen yollasanız Hatay'ı alırsınız. Renani'de Alman olup bitenlerini kabul eden Fransızlar, Suriye'nin bir sancağı için sizinle muharebe mi edecekler? dedi. Öfke ve siniri dalga gibi dinerek, sesi yavaşladı: - Evet bunu ben de bilirim. bir tümen yollasam, Hatay'ı alabiliriz. Renani'de Almanlarla muharebe etmiyen Fransızlar da Hatay için bizimle muharebe açamazlar. Fakat ya bu sefer haysiyetlerine dokunup karşı koyacakları tutarsa? Sual sorana dönerek: -Ben bir sancak için altmış şu kadar Türk vilayetini tehlikeye sokamam, dedi.
Sayfa 330Kitabı okudu
352 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Demokrasi Yolunda
Ali Fuad Başgil
Ali Fuad Başgil
hocanın 1940'lı yılların sonunda yazdığı yazılardan oluşan güzel bir kitap. Siyaset politika türünde, düşünüyorumda bunca yıldır pekte değişen bir şey yok gibi siyaset arenasında. Kimi siyasi kişiliklerin son günlerde ağzına sakız ettiği istidap ve hürriyet konularının neler olduğunu detayları ve örnekleri ile açıklıyor.
Ali Fuad Başgil
Ali Fuad Başgil
Demokrasi Yolunda
Demokrasi YolundaAli Fuad Başgil · Yağmur Yayınları · 201437 okunma
Reklam
Atatürk ve Hatay Meselesi
Türkiye Cumhuriyeti çok haklı olduğu Hatay davasını ortaya atarken bunun bütün sonuçlarını düşünmemiş olduğunu kim iddia edebilir? Dava uluslararası olmuştur. Davasında haklı olan Türkiye'dir. Artık dinlenecek sözün kimin ağzından çıktığına çok dikkat etmelidir. Türk'ün sözü, Türk'ün haklı ve yerinde sözü Türk'ün kendisidir. Ona uymamak, onu tanımamak, onu hiçe saymak, buna cesaret gösterenlerin düşünmedikleri akıbetle karşılaşacaklarına asla şüphe etmemelidir.
Sayfa 85 - Doğan KitapKitabı okudu
Hatay Meselesi
Hatay davasında haklı olan Türkiye'dir, sözün kimin ağzından çıktığına çok dikkat etmelidir, Türk'ün sözü Türk'ün kendisidir, ona uymamak, onu tanımamak, onu hiçe saymak, buna cesaret gösterenlerin düşünmedikleri akıbetle karşılaşacaklarına asla şüphe etmemelidir, diyordu.
AYLA BURÇİN KAHRAMAN’IN TARÇIN KOKULU ÖYKÜLERİ | NESLİHAN HAZIRLAR
Çiçeği burnunda öykü kitabı ONUNCU AY, İthaki Yayınları tarafından Ocak 2023 baskı tarihiyle raflarda yerini aldı. Yazarın, babasına ithaf ettiği kitabı on yedi öyküden oluşuyor. Yurt içi ve yurt dışı yarışmalardan ödüllü öykülerin de yer aldığı kitabın ismi doğumu, başlangıcı simgeliyor. Gündelik yaşamda insanların sıkışmışlığını gösteren
120 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
AYLA BURÇİN KAHRAMAN‘IN TARÇIN KOKULU ÖYKÜLERİ
AYLA BURÇİN KAHRAMAN’IN TARÇIN KOKULU ÖYKÜLERİ | NESLİHAN HAZIRLAR Çiçeği burnunda öykü kitabı ONUNCU AY, İthaki Yayınları tarafından Ocak 2023 baskı tarihiyle raflarda yerini aldı. Yazarın, babasına ithaf ettiği kitabı on yedi öyküden oluşuyor. Yurt içi ve yurt dışı yarışmalardan ödüllü öykülerin de yer aldığı kitabın ismi doğumu, başlangıcı
Onuncu Ay
Onuncu AyAyla Burçin Kahraman · İthaki Yayınları · 202365 okunma
Reklam
Hiç unutmam: Hatay meselesi etrafında Cenevre' de müzakereler (görüşmeler) oluyordu. Hatay'da Arapça'nın resmi dil olması mevzuu (konusu) üzerinde duruyorlar, bunda ısrar ediyorlardı. O zamanki hükumet ise anlaşmazlık yüzünden Fransızlarla herhangi muhtemel bir silahlı ihtilaf (anlaşmazlık) vaziyetinin (durumunun) önüne geçmek gibi birtakım vahi (saçma) düşüncelerle teklif edilen bu maddeyi hemen hemen kabul etmeye mütemayil vaziyetteydi. Atatürk, bunu öğrenince ve geç vakit İsmet Paşa'nın köşkünde bu mevzuu (konu) üzerinde Heyeti Vekile (Bakanlar Kurulu) müzakerelerinin (görüşmelerinin) cereyan ettiğini (geçtiğini) haber alınca sinirlendi. Dolmabahçe Sarayı'ndaydık. Bu Arapça meselesini duyar duymaz sofrayı dağıttı. Misafirler gittikten sonra emir verdi: Telefonla, Ankara'da İsmet Paşanın köşkünü bulduk. Saraçoğlu Şükrü Bey telefona geldi. Ben de telefonu aldım, Atatürk'ün emirlerini Saraçoğlu'na tekrarladım. Atatürk hiddetle: -İskenderun Sancağının nerede olduğunu dahi bilmeyen Fransızlar, bilhassa (özellikle) başlarında bir Alman cenderesi dururken Hatay için, muharebe yapamazlar. "Ben Hatay'ı alacağım!" diye oradaki Türk çocuklarını Arapça tahsil ettirmek (öğrenim yaptırmak) üzere Şam medreselerine mi göndereceğiz? Ne zihniyettir bu? Diye hükümete acı acı ihtarda bulunarak ve emirler vererek teklif edilen maddeyi reddettirmiş ve Fransızlara istediğini yaptırmıştı. -Ali KILIÇ
Sayfa 317 - Atatürk'ün Hususiyetleri, Hastalığı, Son Günleri", Milliyet Gazetesi, Yıl: 3, Sayı : 772,3 Temmuz 1952, s.7; Atatürk'ün Hususiyetleri, Sel Yayınları, İstanbul 1955, ss. 1 02- 103.Kitabı okudu
Hatay'a Sahip çıkamadık Atam. :'(
Atatürk öneriyi dinledi ve itiraz etti: "Ortada Hatay meselesi var. Hastalığım hariçte duyulursa fena olur." dedi.
Sayfa 63 - Can YayınlarıKitabı okudu
Atatürk, Başbakan Celal Bayar'ı kabul eder. Bayar, yabancı doktor getirme isteğini dile getirir. Atatürk: ''Ortada Hatay meselesi var; hastalığım dışarıda duyulursa fena olur. Dr. Neşet Ömer'le konuş; bizim doktorlar muayene ve konsültasyon yapsınlar...''
143 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.