Neredeyse 2.5 senedir okuduğum ve sonunda bitirebildiğim kitap. Kendini arayan, hayatın amacını sorgulayan, karamsar bakış açısına sahip bir yazarın elinden çıkmış. Yazar, her ne kadar gerçekleri anlattığını iddia etse de, gerçek hayatta bu kadar melankoli, bu kadar acı ve ızdırap olur mu diyorsun. İnsanları suça iten sebepleri, suçun zihinde nasıl da aklandığını ama insanda hep bir vicdan azabı bıraktığını anlatmış. Savaşlar gibi kitleler halinde işlenen suçun suç olmaktan çıktığını ama bireysel ve özellikle başarısız sonuçlanan suçların suç olarak sayıldığını anlatmaya çalışmış. Kitapta karakterler, mantıklı, mantıksız tüm duygu ve düşüncelerini o kadar açık bir şekilde ifade ediyorlar ki, gerçek hayatta böyle bir şey yok. Kitapta çeşitli akıl oyunlarıyla farklı psikolojiler üzerinde de durulmuş. Okuyup okumamak sizin tercihlerinize kalmış.