Hatçe
@haticecevik69_
Anasının karnından öğrenci olarak doğdu.
Üniversiteye gitmeye çalışan bir mezun...
4 reader point
Joined on June 2022
Şu anda okuduğu kitap
Birisini affettiğinizi nasıl anlarsınız?
O kişiyi gördüğünüz zaman duygusal reaksiyon göstermediğinizde
Sayfa 106Kitabı okuyor
Her gün güne şöyle başlayabiliriz: Uyanığım güneşi görüyorum. Güneşe,herkese her şeye şükranımı sunacağım. Çünkü hala yaşıyorum. Kendim olmak için bir gün daha!
Sayfa 108Kitabı okuyor
Reader Follow Recommendations
Kendimizle tartışabiliriz ama sonrasında affetmeliyiz onu.
Bir hatanın bedelini kaç kez öderiz? Yanıt binlerce kezdir. İnsan, dünyada aynı hatanın binlerce kez ödeyen tek hayvandır. Diğer hayvanlar her yanlışlarının cezasını bir kez çeker. Ama biz? Bizim çok güçlü bir belleğimiz var. Bir hata yaparız kendimizi yargılarız, kendimizi suçlu buluruz, kendimize ceza veririz. Eğer adalet varsa bu yeterlidir. Hatayı bir daha yapmayız. Oysa hatamızı her hatırlayışımızda kendimizi yeniden yargılarız, yeniden suçlu buluruz ve kendimizi yeniden cezalandırırız. Her hatırlayışımızda tekrar ve tekrar, tekrar ve tekrar cezalandırırız.
Sayfa 31Kitabı okuyor
Kendimiz gibi olmanın riskini almaktan korkuyorsak yaşıyor muyuz?
Yaşamak insanların en büyük korkusu. Ölüm sahip olduğumuz en büyük korku değildir, en büyük korkumuz yaşamak için risk almaktan korkmamızdır. Gerçekte kim olduğumuzu ifade ederek yaşayabilme riskini almaktan korkuyoruz.
Sayfa 33Kitabı okuyor
Kendimiz olmaya çalışmazsak zaten başkası olacağız o yüzden kendiniz olun
Kendimiz olmaktan korkarız, çünkü kendimiz olduğumuzda reddedilmekten korkarız. Reddedilme korkusu yeterince iyi olmama korkusuna dönüşür. Sonunda olmadığımızı olmadığımız biri haline geliriz. Annenin inançlarının, babanın inançlarının, toplumun inançlarının, dinin inançlarının bir kopyası oluruz
Sayfa 28Kitabı okuyor
Bana göre ülkedeki adaletsizliğin en önemli sebeplerinden biri bu.
Ama eğer her şey savcının ve yasayı uygulayıp uygulamama gücünü elinde bulunduran kişilerin keyfine bağlıysa o zaman mahkemeye ne gerek kalıyor?
Şu anki sistem bunun biraz modernleştirilmiş hali değil mi?
Yokluğu halinde insanların ölümüne yol açacak kadar gerekli olan topraksa elde edilen buğdayın yurtdışına satılması amacıyla ve toprak sahiplerinin kendilerine şapka, baston, araba,bronz heykel gibi şeyleri alabilmeleri için aşırı derecede yoksullaştırılmış bu insanlar tarafından işleniyordu...
Halkın yoksulluğunun ya da en azından bu yoksulluğun en önemli ve en yakın nedeninin onu besleyen toprağın onun ellerinde değil toprak üzerindeki bu haklarını kullanarak halkın emeğiyle yaşamakta olan insanların elinde bulunmasıydı.
Canım ülkemin durumuna benzettim sizce de öyle mi?
Halk ölüyor kendi ölümüne alışmış, çocukların ölümü, kadınların güçlerinin üstünde çalışmaları herkes için özellikle de YAŞLILAR İÇİN açlık gibi ölümle sonuçlanacak yaşam biçimleri oluşmuş halk arasında. Ve halk bu duruma öyle yavaş yavaş gelmiş ki, durumunun korkunçluğunu kendisi de görmüyor. Bu yüzden biz de durumu normal sayıyoruz böyle olması gerektiğini düşünüyoruz.
İş becerikliliğiyle övünen hırsızlara, ahlaksızlığıyla övünen fahişelere, acımasızlığıyla övünen katillere gelince şaşırıp kalırız. Ama bu şaşkınlığımızın nedeni sadece bu insanların çevresinin, ortamının sınırlı çevre ve ortam olması ve asıl önemliside bizim bu çevrenin dışında bulunmamızdır. Ancak zenginlikleriyle yani yağmacılıklarıyla övünen zenginler, zaferleriyle yani işledikleri cinayetlerle övünen komutanlar, güçleriyle yani zorbalıklarıyla övünen hükümdarlar için aynı şey geçerli değil midir?
Gerçekten İstiyor Musun?
Olduğu ve olmak istediği arasında ne kadar büyük fark olursa olsun uyanmış bir ruhsal varlık için olanaksız söz konusu olamazdı
Çevrenin ne diyeceğini umursama hayatını yaşa ve doğru bildiğini yap.
İnsanlar hakkımda ne isterlerse düşünsünler onları aldatabilirim ama kendimi aldatmayacağım.
Kendinize inanın.
Nehlüdov ilk başta bununla mücadele ediyordu, ama mücadele çok zordu. Çünkü kendisine inanarak iyi saydığı herşey başkalarınca kötü sayılıyordu. Sonunda Nehlüdov teslim oldu. Kendisine inanmaktan vazgeçip başkalarına inandı...
Kendinize İnanın
Bu korkunç değişikliğin nedeni kendine inanmayı bırakıp başkalarına inanmaya başlamasıydı. Kendine inanmaktan vazgeçmiş başkalarına inanmaya başlamıştı. Çünkü kendine inanarak yaşamak çok zordu. Ayrıca kendine inandığı sürece hep insanlar tarafından ayıplanmışken başkalarına inandığında çevresindeki insanların övgüsünü kazanıyordu
Bitkiler de kuşlar da böcekler de çocuklar da neşeliydi. Fakat insanlar büyük yetişkin insanlar kendilerini ve birbirlerini aldatmaktan vazgeçmiyorlardı
