Öyle ya, kafamdaki her şeyi benimle birlikte yaşlanıyor. Saçlarım güz yaprakları gibi dökülüyor durmadan. Alımda her gün biraz daha derinleşen fay kırıkları oluşuyor. Gözlerim Kaf Dapı’nın ardındaki bir krater gölü gibi soğuk bir renge bürünüyor. Aklımda, yangınları unutulmaz kılan bir unutkanlık peydahlanıyor. Kendime her baktığımda, daha önce görmediğim bir eskilik görüyorum.