"Kitap...Nasıl diyeyim?...İçinde yaşadığımız ev gibi olmalı,vatan gibi olmalı,ona alışmalıyız,bağlanmalıyız,köşesini bucağını gayet iyi tanımalıyız,her noktasına hatıralarımız karışmalı.Değil mi? Bir musiki parçası gibi...
O halde niçin "Gene görüşürüz!.."demişti?
Mademki hayat böyleydi, mademki bu sonuçsuz bir düşten başka bir şey olamazdı,mademki düşler hep böyle kalmaya mahkûmdu; yeniden görmekten,yeniden zehirlenmekten ne çıkacaktı?
"Bizim de buralarda kadınlarımız,icabında,ayıp,yasak,günah üçgeninde sıkıştırılmış vaziyetteydiler ama,Müzeyyen bu üçgeni yırtmış,yırtarken kendi kendine bir şeytan üçgeni yaratmış..."